Bu 10 belirtiden 5’i sizde de varsa tiroit beziniz doğru çalışmıyor demektir
İnsan bedeni için hayati öneme sahip olan tiroit hormonlarının gereğinden az ya da fazla salgılanmaları birçok ciddi sağlık sorununa neden olabiliyor. Üşüme, yorgunluk, kilo artışı, çarpıntı, sinirlilik ve iştahsızlık gibi birçok belirtisi olan tiroid hastalıkları erkeklere oranla, kadınlarda daha fazla görülüyor. Metabolizmayı kontrol eden hormonları üretip kana sağlamaya yarayan tiroid bezinin az çalışması başta kısırlık olmak üzere vücutta pek çok olumsuz etkiye neden olabiliyor. Doç. Dr. Sibel Ertek, tiroit hastalarının belirtileri hakkında kapsamlı bilgi verdi.
Hipotiroidi belirtileri (tiroid bezinin az çalışması)
Erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülen hipotiroidi yani tiroid bezinin az çalışmasının belirtileri kişiden kişiye değişmektedir. Metabolizmada genel bir yavaşlamaya neden olan tiroid bezinin az çalışması;
- Halsizlik, yorgunluk ve uyku hali
- Hafıza ve konsantrasyon problemleri
- Sindirim problemi ve kilo artışı
- Saçlarda kuruluk ve dökülme
- Ciltte kuruluk ve hassaslaşma
- Üşüme
- Depresif ve negatif ruh hali
- Kas ağrısı ve ellerde uyuşma
- Yüksek tansiyon ve kalp hızının artması
- Kolesterol seviyesinde artış gibi belirtiler vermektedir.
Başka hastalıkların belirtileri ile karıştırılan hipotiroidi olan kadınlarda gebelik zor gerçekleşmektedir. Gebe kalındığı durumlarda düşük ihtimali artmaktadır. Tiroid hormonu eksikliği anne karnındaki bebeğin zeka ve fiziki gelişimini de olumsuz etkilemektedir. Bebek görülen hipotiroidizm büyüme, gelişme ve zeka geriliğine sebep olabilmektedir.
Tiroid hormonunun azı kadar çoğu da zararlı
Metabolizmayı kontrol eden tiroksin(T4) ve triiodotironin(t3) hormonlarını üretmek, depolamak ve kana salgılamak olan tiroid bezi, boynun ön yüzünde adem elmasının altında nefes borusunun önünde bulunmaktadır. Bir insanın sağlıklı olabilmesi için tiroid hormonlarının devamlı ve yeterli miktarda salgılanması gerekmektedir. Az miktarda salgılanması vücut fonksiyonlarının yavaşlamasına, fazla miktarda salgılanması ise vücut fonksiyonlarının hızlanmasına neden olmaktadır.
Sinirli ve tahammülsüz bireylerde tiroid bezleri fazla çalışıyor olabilir
Tiroid bezinin az çalışması kadar fazla çalışması da sorunlara neden olmaktadır. Hipertiroidi yani tiroid bezinin fazla çalışması sinirlilik, aşırı heyecan ve duygusallık, kilo kaybı, sıcağa tahammülsüzlük ve aşırı terleme, titreme, çarpıntı, cilt ve tırnaklarda değişiklik, kuvvet azalması göz kapağının yukarı doğru çekilmesi ile gözlerin öne doğru fırlaması gibi çeşitli belirtilerle kendini gösterir.
Boyunda şişlik ve nefes darlığı guatr belirtisi olabilir
Tiroid boynun ön kısmında yer alan ve tiroid hormonlarını salgılayan bir bezdir. Tiroid hormonları, vücudun tüm hücrelerini etkileyerek organların çalışmasını ve metabolizma hızını düzenlemektedir. Tiroid bezinin çalışmasını, tiroidi uyaran hormon olan TSH aracılığıyla hipofiz bezi kontrol etmektedir. Beynin alt kısmında yer alan hipofizden salgılanan TSH hormonunun etkisiyle tiroid bezi T3 ve T4 tiroid hormonlarını salgılamaktadır. Guatr, tiroid bezinin normalden büyük olması durumudur.
Guatr içerisinde büyüyen yumrular “nodül” olarak adlandırılmaktadır. Tiroid, içerisinde nodül olmadan da fazla büyük boyutlarda olabilir. Guatrın başlıca belirtileri; boyunda şişlik, bası hissi, dar ve kısa boyunlu kişilerde horlama ve nefes darlığı olarak sıralanabilir. Tiroid bezi, tiroid hormonlarını iyot kullanarak sentezlemektedir. Ülkemizde guatr görülme sıklığının en önemli nedeni iyot eksikliğidir. Özellikle çocuklarda ve hamile kadınlarda iyot tüketiminin normal olması çocukların sağlık ve zeka gelişimi için önemlidir.
Halsizlik şikayetleriniz tiroid hastalığının belirtisi olabilir
Tiroidin az çalışması durumu ‘’hipotiroidi’’ olarak adlandırılmaktadır. Hipotiroidinin belirtileri; halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, kabızlık, ciltte kuruluk, kabalaşma, turuncuya yaklaşan renk değişiklikleri, artan saç dökülmesi, çabuk üşüme ve soğuğa tahammülsüzlüktür. Tiroidin az çalışması durumunda verilen ilaçlar tablet şeklinde kullanılmaktadır. Bu tabletler mutlaka doktor kontrolünde alınmalıdır.
Sabah aç karnına, kahvaltıdan en az 30 dakika önce ve tek başına içilmelidir. Bu ilaçların; demir ilaçları, mide ilaçları, kalsiyum tabletleri ile birlikte veya yemekle alınması sonucu bağırsaklardan emilimi bozulur ve etki gösteremezler.
Tiroid hastası anne adayları gebelik boyunca takip edilmeli
Tiroid ilaçlarının çoğu gebelikte de kullanılabilmektedir. Gebelik öncesi bu ilaçların dozlarının ayarlaması ve bazı durumlarda ilaç değişikliği yapılması gerekebilmektedir. Tiroid hastası anne adaylarının bu dönemde hem gebelik ihtimalinin daha yüksek olması hem de gebeliğin doğuma kadar sağlıklı devam etmesi için endokrinoloji uzmanına başvurmaları faydalı olacaktır. Bebeğin sağlıklı vücut ve zeka gelişimi için gerekli ideal tiroid hormon değerleri gebelerde gebe olmayanlardan farklıdır. Bu nedenle gebelik boyunca tetkiklerle tiroid ilaçlarının doz ayarının yapılması önemlidir.
Aşırı terlemeye troid hastalığı belirtisi
Tiroidin normalden fazla çalışması ve kanda fazla tiroid hormonu bulunması durumu ise halk arasında “zehirli guatr” olarak bilinen ‘’hipertiroidi’’ye neden olmaktadır. Hipertiroidinin belirtileri; aşırı terleme, sıcağa tahammülsüzlük, çarpıntı, kilo kaybı, ellerde titreme, ishal olarak sıralanabilir. Hipertiroidi hastalığında tiroid bezi içinde fazla tiroid hormonu üreten bölgeyi değerlendirmek veya guatrda bulunan nodüllerin çalışmasını görmek amaçlarıyla tiroid sintigrafisi istenebilmektedir.
Sintigrafi, çok düşük doz radyoaktif iyot verilerek yapılmaktadır. Tiroid sintigrafisinde fazla iyot tutan nodüller “sıcak nodül”, az iyot tutan nodüller “soğuk nodül” olarak değerlendirilmektedir. Sıcak nodüllerin kötü huylu hücre içerme ihtimalleri daha düşüktür.
Tiroid bezi hastalıklarında planlı bir tedavi ve düzenli takip şart
Tiroid bezinden kaynaklanan rahatsızlıkların doğru teşhisi için aile öyküsünün yanı sıra hastanın şikayetlerinin belirlenmesi çok önemlidir Tiroid bezinin yol açtığı bazı rahatsızlarda ilaç ve radyoaktif iyot tedavisi uygulanmaktadır. Tiroid bezinin yetersiz çalışmasının tedavisinde vücutta eksik olan tiroksin (T4) hormonu hastaya ağızdan verilerek yapılır. Bu tedavinin sürekli ve düzenli kullanılması gerektiği unutulmamalıdır.
Fazla çalışması durumlarında da ağızdan alınan ilaçlarla fazla salgılanan tiroid hormonlarının etkilerinin yok edilmesi sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra Radyoaktif iyot (atom) tedavisi ile fazla çalışan tiroid dokusunun harap edilmesi ve salgılanan hormon miktarında azalma oluşturulabilmektedir. Tiroidin iyi ve kötü huylu hastalıkları cerrahi olarak da tedavi edilmektedir.
Nodüle bağlı troid kanser riski ameliyata gerek kalmadan belirlenebiliyor
Tiroid nodüllerinin bir kısmında tiroid kanseri gelişme riski vardır. Bu nedenle özellikle ülkemiz gibi tiroid hastalıklarının yaygın olduğu bölgelerde tiroid muayene ve taramaların yapılması hayati önem taşımaktadır. Bu nodüllerin varlığı durumunda vakit kaybetmeden bir endokrinoloji uzmanına başvurulmalıdır. Muayenede detaylı hasta öyküsünün dinlenmesinin ardından riskli bulunan nodüllerden biyopsi istenmektedir.
Kanser riskini belirlemede ultrason eşliğinde kullanılan ‘tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi’ yöntemi, hastalığın tanısının konulmasını ve ameliyata gerek kalmadan nodül hakkında bilgi edinilmesini sağlamaktadır. Anestezi gerektirmeyen bu yöntemde; kan almada kullanılan enjektörle nodülün içerisinden çok az miktarda sıvı alınır ve alınan örnekteki hücreler mikroskop altında incelenir. Biyopsi öncesi aç kalmaya gerek yoktur ve biyopsiden hemen sonra kişi iş ve sosyal hayatına dönebilir. Tiroid kanserleri, erken dönemde yakalandıklarında kemoterapi ve radyoterapiye gerek kalmadan tedavi edilebilen hastalıklar oldukları için erken tanı büyük önem taşımaktadır.
Ailesinde tiroid kanseri olanlar kontrollerini aksatmamalı
Özellikle birinci derece yakınlarında tiroid kanseri öyküsü olan kişilerin mutlaka tiroid testlerini ve muayenesini düzenli aralıklarla yaptırmaları gerekmektedir. Bu kişiler ayrıca tiroid nodülleri varsa bunların takibini de aksatmamalıdır. Tiroid hastalıklarında ailevi yatkınlık sık görülmektedir. Ailesinde tiroid kanseri öyküsü olanlarda, tiroid kanseri yatkınlığı olan genetik hastalıklarda, radyasyona maruz kalmış kişilerde ve ayrıca nodülün büyük olduğu veya şüpheli özellikler gösterdiği durumlarda nodüllerin kanser hücreleri içerip içermediği mutlaka araştırılmalıdır.