Kaya Çilingiroğlu: İsteyen bikinisini giyiyor içkisini içiyor
Kaya Çilingiroğlu samimi açıklamalarda bulundu. Çilingiroğlu verdiği röportajda, “Sporcu olduğum için yenilsem de el sıkmayı bilirim. Madem özgürlükçüyüz, türbana da saygı duyacaksınız, bikiniye de. Bu kadar basit.” dedi
Siyaset, magazin, özel hayat… Her konuda açık sözlü. “Ülkede baskı yok” diyor ve ekliyor: “Sporcu olduğum için yenilsem de el sıkmayı bilirim. Madem özgürlükçüyüz, türbana da saygı duyacaksınız, bikiniye de. Bu kadar basit.” Kaya Çilingiroğlu Posta’dan Alev Gürsoy Cimin’e konuştu. İşte Çilingiroğlu’nun verdiği o röportaj:
Bu aralar magazin dünyasında pek göremiyoruz sizi?
Magazinden uzak durmaya çalışıyorum ama maalesef magazin beden uzak durmuyor. Sağolsunlar, şu ara biraz nefes aldım sayelerinde.
Kaya Çilingiroğlu ne iş yapar sorusu sanırım her daim sorulacak. Ben de sorayım…
Gerçekten sıkıldım bu sorudan. Yeter artık! Gayrimenkul ve şirket evlilikleriyle uğraşıyorum. Bir de TRT’de yorumculuk yapıyorum. O da tartışıldı.
TRT’de program yapanlar hep tartışılır. TRT’de ciddi paralar kazanılıyor mu gerçekten?
Asgari ücretin 1.600 lira olduğu bir ülkede aldığımız paralara kötü diyemeyiz. Türkiye şartlarına göre ciddi rakamlar ama telaffuz edildiği kadar da değil. TRT öyle büyük paralar ödeyen bir kurum değil. Sosyal medya abartıyor.
Sosyal medyaya nasıl bakıyorsunuz? Coşkun Sabah “Yetkim olsa Twitter’ı derhal kapatırım” dedi.
Daha neler canım. Sosyal medyayı seviyorum. Kapatılmasına gerek yok. Özgürlük kısıtlamalarına karşıyım.
Şu sıralar en çok özgürlük konuşuluyor. Kimi baskı var diyor, kimi yok. Sizce?
Ben baskı olduğunu düşünmüyorum. Güney’de isteyen rahat rahat bikinisini de giyiyor, içkisini de içiyor. O baskı nerede hissediliyor anlamıyorum. Bazı insanların siyasi söylemleri oluyor. Onlar rahatsız ediyor olabilir.
Sanatçıların askere moral için Hatay’a gitmesi çok tartışıldı. Siz ne diyeceksiniz?
Bunun tartışılmasını da doğru bulmuyorum. Bu bir destektir, moral ziyaretidir, kime ne zararı var?
Eski eşiniz Hülya Avşar da bu tartışmalara maruz kalmıştı, özellikle Gezi sürecinde. “Yalaka” bile demişti ana muhalefet lideri…
Hülya Hanım’a yapılan tenkitler ve övgüler kendisini bağlar. Ama Hülya öyle biri değil. Ne düşünürse onu söyler. Samimidir, ne hissediyorsa orada durur.
“ÇAPKIN DEĞİL SAĞLIKLIYIM”
Aşk hayatınız nasıl?
İyi gidiyor. Bir kız arkadaşım var 8 aydır. Çocuklarla da tanıştı.
Aşık mısınız?
Şimdilik iyi gidiyor ama aşkı tarif etmek zor. İnsan bazen aşık olduğunu sanıyor, bir bakıyor ki değil.
Kaç yaşında?
37 yaşında.
Genç kadınlardan mı hoşlanıyorsunuz? Bir kadında ne ararsınız?
Olmazsa olmaz kurallarım var: 25 yaş altı olmayacak. Çünkü kızım Zehra 20 yaşında. Ve ismi Zehra olmayacak. Bir de evli ya da ilişkisi olmayacak.
Çapkın bir adamsınız değil mi?
Kime göre çapkın? Çapkın değil de bence sağlıklı diyelim. Sağlıklı bir adamım. Olması gereken bu. Yoksa problem başlıyor. Her sağlıklı adamın hayatında bir kadın olacak.
Ama sizin çapkınlığınızla ilgili çok haber yapıldı…
Benimkiler abartıldı. İnanın bir keresinde şoförümü yaktım bu yüzden. Ağzımdan kaçtı, “Şoförüm benden daha çok çapkınlık yapıyordur” dedim. Karısıyla arası açıldı. Allah selamet versin. (Gülüyor)
“FİZİKSEL OLARAK BiR GECE GiDERSEN EVLİLİKTE MAKUL GÖRÜLEBİLİR”
Bir gece Ferrari’nize binerken, “Ferrari’yi yeni mi aldınız?” sorusuna “Siz Feraye’yi nereden tanıyorsunuz” deyip yakalanmanızın üzerinden 9 yıl geçmiş.
(Gülüyor) Onu hâlâ seyredemiyorum utancımdan. Kötü bir andı. Kendime gülüyorum o anlar aklıma gelince. Her şeyi isteyerek yaptım, dolayısıyla utanılacak bir şey değildi. Zaten utanılacak şeyler yapmadım hayatta. Yine de izleyemedim o görüntülerimi.
Çok mu sevdiniz Feraye Hanım’ı?
Sevmek değil, aşık bile olmuşumdur.
Sonra şu algı oluştu; Hülya Avşar gibi bir kadın bile aldatılıyorsa…
Kime göre aldatmak?
Herkese göre aldatma değil miydi bu?
Hayır değildi. Belki de bazı şeyler bitmişti. Bazı sorunlar aile içinde yaşanır. Kimse bilemez. Dolayısıyla aldatmak olarak bakmayalım.
Hülya Hanım Ferrari olayını yüzünüze çarptı mı?
Hülya’nın en önemli özelliğidir, hiçbir şeyi yüzünüze çarpmaz. Aslında Türk toplumunda kadınların örnek alması gereken bir model o. Herkes ondan bir şeyler alabilse.
Siz evliyken o Ferrari’leri karıştırsaydı?
Kabul etmezdim tabii ki. “Erkek yapar” derler ya, bu lafı kabul etmem. Bazı şeyleri görmezden gelirsen evliliğin sürüyor. Fiziksel aldatma başka, zihinsel aldatma başka. Fiziksel olarak bir gece gidersen makul görülebilir. Ben Hülya’yı kalben aldatmadım asla.
“SEVGİLİ GİBİ YAŞA AYNI EVDE OTURMA”
Hülya Hanım’ın hayatına başka bir adam girdiğinde ne hissediyorsunuz?
Kötü hissetmiyorum. Biz ayrıldık, olay bitmiştir. Ama Hülya’nın hayatına bir daha birinin gireceğini tahmin etmiyorum. Çünkü Hülya ile kimse yapamaz. Onu taşımak kolay iş değil. Biz boşanınca arkadaşlarımın yarısı Hülya’ya asılmaya kalktı.
Çok güzel ve güçlü bir kadın Hülya Avşar. Nasıl ondan vazgeçilir ki?
Ona ne şüphe. Elbette çok güzel ve akıllı ama bazı şeyler bitiyor bazen. Ben güzelliğe, güce, maddiyata çok önem veren biri değilim. Benim için önemli olan kalptir. Orada bir şeyler bittikten sonra yürümüyor.
Evlilik mi aşkı öldürüyor?
Toplumu yanlış bir algıya götürmeyelim. Belki de ben beceremiyorum. Aynı ortamda sürekli birlikte olmaktan memnun olmuyorum. Sıkılıyorum. Öyle bir yapım var.
Üç evlilik yaptınız. Tekrar evlenir misiniz?
Yok. Büyük yemin verdim. Bir daha asla evlenmeyeceğim.
Ya çok aşık olursanız?
Daha güzel. Aynı ortamda olmayacaksın. Sevgili gibi yaşa, aynı evde oturma. En güzeli. Aynı evde yaşamak ‘batıyor’. Birtakım şeyler batıyor. O zaman da aşkın gizemi bitiyor.
HÜLYA İLGİ ÇEKMEK ADINA TABİİ Kİ SOYUNABİLİR”
Hülya Avşar, 27 Nisan’da vizyona girecek filmi ‘Selfi’ için çıplak poz verdi. Kızdınız mı?
Hayır. O bir sanat. Hülya da sanatını icra ediyor. Hülya enteresan kadındır. Hep ilkleri yapmıştır. Kızımın annesi olarak da gerekeni yapmıştır. İlgi çekmek adına tabii ki soyunabilir. Bunda bir şey yok. Zaten o fotoğrafı bana gönderdi ve hiç de çıplakmış gibi hissetmedim ya da öyle görmedim. O ne yapıyorsa en doğrusunu yapar.
Evliyken de mi böyleydiniz?
Evliyken yapmazdı zaten. Bir tek ‘Berlin in Berlin’de mastürbasyon sahnesi var. O dönemde flört ediyorduk, çok kızmıştım. Kızma sebebim de mastürbasyon yapması değil, benim haberimin olmamasıydı. Onun dışında çıplak sahnesi olmadı. Ama Hülya garip kadındır. Ricky Martin’in poposunu ellemişti mesela. Başkası olsa belki çok kızardı ama güler geçerdim ben.
‘Selfi’ başarılı olacak mı sizce?
Bence yaptığı her iş gibi bu da başarılı olacak. A’dan Z’ye kendi başarısı. Herhalde başrolde de ben varım. Orada benimle biraz dalga geçmiş ama zaten hayatı boyunca benimle dalga geçti. İzleyenler de keyif alacak. Hülya Türk insanıdır, samimidir. Bir daha hiçbir sanatçı Hülya kadar sevilmeyecek.
“TARKAN’IN EVLENMESİNİ KABULLENEMİYORUM”
Bazıları yakışıklı, bazıları çirkin buluyor sizi. Siz kendinizi nasıl buluyorsunuz?
Ben kendimi yakışıklı bulmam. Ama yarım saat otursun benimle bir kadın, o zaman bakalım.
Ne olur o zaman?
Mesela Kıvanç Tatlıtuğ yakışıklı değil mi? Ben de beğenirim ama yakından gördüğümde hiçbir şey ifade etmedi bana. Baktığında çarpılmıyorsun.
İlginç. Peki ya Burak Özçivit?
Burak Özçivit öyle değil. Filmde gördüğüm Burak, karşımdaki Burak. Onun için ben çok önemli sanatçıların evlenmesine karşıyım.
Neden?
Onlar halkın malı. Evlenmemeliler. Tarkan da keşke evlenmeseydi.
Hülya Avşar da evlenmeseydi o zaman! O da halkın malı.
O Hülya’nın tercihiydi. Ama Tarkan’ı evli ve çocuklu bir adam olarak kafamda canlandırmak istemiyorum. Kabul edemiyorum. Çünkü o benim gözümde ayrı bir konumda. Hayatta hiç kimsenin ve hiçbir şeyin hayranı olmadım. Ama Tarkan başka benim için. Hayran değilim, ama evlenmemeli. Çünkü o 80 milyonun malı. Mesela Mustafa Sandal için bunu demem.
Arda Turan da evlendi. O da halkın malı mıydı?
Hayır, Tarkan ile aynı kefeye koyamazsınız.
“TÜRKİYE ETİLERDEN İBARET DEĞİL”
AK Parti’yi beğeniyor musunuz?
Doğruları daha fazla diye düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı seviyorum. Eski dostum. 1970’lerin sonundan beri tanıyorum. Öğrenciydim o zaman. 16 yaşındaydım. Seversiniz veya sevmezsiniz ama çıkan neticeye saygı duyacaksınız. Sporcu olduğum için yenilsem de el sıkmayı bilirim. Madem özgürlükçüyüz, türbana da saygı duyacaksınız, bikiniye de. Bu kadar basit.
Nasıl bir Türkiye görüyorsunuz?
Türkiye Etiler’den ibaret değil. Türkiye dediğimiz bizim yaşadığımız Türkiye değil ki. 15 Temmuz’da Bodrum’daydım. O gün Cumhurbaşkanı’na bir şey olsaydı, belki insanlar sokağa dökülüp birbirini doğrayacaktı palayla. Akşamına bakıyorsun herkes rakı içiyor. Değişen bir şey yok. İnsanlar şunu algılayamadı. Orada bir hadise olsaydı Türkiye başka yerlere gidebilirdi.
Geleceğinizi bu ülkede nasıl görüyorsunuz?
Bana göre başarı mutluluktur. Çocuğum üniversiteyi bitirmesin ama yeter ki mutlu olsun. Akademisyen bir ailenin çocuğu olarak bunu söylüyorum.
“BEKARET TABUM YOK ZEHRA KARARI KENDİ VERİR”
Zehra da magazinde boy göstermeye başladı, erkek arkadaşlarıyla yakalanıyor.
Kaçmıyor ki yakalansın.
Baba olarak kızmıyor musunuz?
Niye kızayım? Erkek arkadaşı olmazsa, o zaman şüphelenirim kızımdan. Bir kadınla bir erkeğin beraber olmaması eşyanın tabiatına aykırı. Flörtü olacak tabii. Genç bir kız, 20 yaşında.
Bir keresinde erkek arkadaşı için kız arkadaşının üzerine çay dökmüştü…
O zaman Zehra’ya değil, aileye kızmıştım. Defalarca özür diledik. Yine de konuyu çok uzattılar. Mahkemelik olduk. O zaman Zehra 15 yaşındaydı. Biraz da öfke kontrolü sorunu var Zehra’da, babasına çekmiş. Çocuklukta böyle şeyler olabilir.
Zerrin Özer bir röportaj verdi geçenlerde. Çok tartışıldı. Kız çocuklarının evlenene kadar bakire olması gerektiğini söyledi. Sizin görüşünüz ne?
Geçmişte tecavüze uğramış, yaşadığı travmaya istinaden söylemiş olabilir. Ama katılmıyorum kendisine. Günümüzde de artık böyle bir şeyin olduğunu zannetmiyorum. Gönül ister ki olsun ama yapacağımız bir şey yok. Çocukların tercihi.
Kız babası olarak sizce bekaret önemli mi?
Önemli tabii. Ama çocuğum 20 yaşında. Nereden bileceğim nerede ne yaptığını? Bekaret gibi tabularım yok, olamaz da. Zehra bunun kararını verir. Konuşmak bile saçma.
Zehra ne zaman evlensin?
25’ten önce evlenmesin. Ama kendi tercihidir, karışmak istemem.