Audrey Hepburn’dan Kadınlara Çok Önemli Tavsiyeler.. Keşke Daha Önceden Öğrenseydim Diyeceğiniz Şahane Tüyolar

Audrey Hepburn 20. yüzyılın en önemli güzellik ve moda ikonlarından biri. Hatta şahsi fikrim tabi, ama en zarif en güzel en sade kadını. Aynı dönemde yıldızı parlamış diğer isimlerden onu farklı kılan en büyük özelliği ise, gözlerine yansıyan eşsiz zarafeti. Çok farklı ve çok dürüst bir kadın olarak tanınan Audrey Hepburn, sadece harika bir oyuncu değil, aynı zamanda bu dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan samimi bir insandı.

Kadınlara tavsiyeleri ise şöyle:

“Çok ama çok su için!”

Gergin cildinin, pürüzsüz teninin ve buğulu bakışının altında yatanın bol su tüketme felsefesi olması aslında ne kadar ‘uyulabilir’ tavsiye…
‘’Duruşunuzu düzeltin!’’
Şimdi ilk iş sırtınızdaki o kamburu doğrultmak olsun. Audrey Hepburn erken yaşlarında bale yapmaya başlamıştı. Bir balerin, hem sahnede hem de sahne arkasında sürekli pratik yapmalıdır. Bu yüzden de, dans onun ikinci hayatı olmuş durumdaydı. Audrey’in düzgün fiziğine bakacak olursak, dik bir duruşun güzelliğe ne kadar katkısı olduğunu söylemeye gerek bile yok.

‘’Ayda bir kez detoks yapın!”

Hepburn’e göre ayda bir kez bedeni dinlendirmek, güzelliğin önemli anahtarlarından. Suyunun içine kattığı sebze ve meyvelerle gerçekleştiriyormuş bu aylık rutinini.


“Patates yiyin!”

Evet bu kulağa ilginç geliyor olsa da Hepburn patatesi adeta ‘temel gıda’ olarak konumlamış hayatında. Günlük beslenmesinde patatesin önemi büyükmüş.

“Mutlaka dışarı çıkın!”

Sanırız ev egzersizlerinden çok dışarıdaki aktivitelere önem veriyormuş. Günün belirli saatlerinde mutlaka temiz hava alırmış ve yürüyüşünü de bu temiz havada yaparmış. Bedeni, oksijen ile buluşturmak güzelliğin önemli adımlarındanmış yani…

“Makyajda aşırıya kaçmayın!”

Ona göre ‘az, çoktur.’ Daha az makyaj ile daha yalın bir güzelliği savunurmuş. Sadelik, bir kadının en ışıldayan mücevheri…

“Geçen her güne teşekkür edin!”

Güzellikle bağlantısı yokmuş gibi gözükse de aslında derin bir anlam barındırıyor kendi içinde. Güzel olan kadın, kendi ile barışık olandır; kendi ile barışık olan kadın da hayatla kavgası olmayan… Geçen her güne teşekkür edip; kötü ile heba olmak yerine iyilikleri hibe etmek belki de en güzeli…

blank

Son röportajında muhabirin kendisine yönelttiği, “Güzellik iksirinizi açıklar mısınız” sorusuna,

Yine mi güzellik!” der gibi tebessümle baktı. Buğuluydu gözleri. Ve yılların eskitemediği o muhteşem güzelliğinin sırlarını bir solukta sıralayıverdi:

Çarpıcı dudaklar için şefkat dolu sözcükler kullanın.

Büyülü gözlere sahip olmak hiç zor değil, yapacağınız tek şey insanlara sevgiyle bakmak.

Göz kamaştırıcı saçlar mı düşlediniz? O hâlde günde en az bir kez, çocukların minik parmakları bırakın saçlarınızın arasında dolaşsın.

İncecik bir vücut özlemi mi çekiyorsunuz? Yiyeceklerinizi aç insanlarla paylaşarak başarılı olabilirsiniz.

Özgüveninizle çevrenizi etkilemek istiyorsanız, bilgi açısından hızlı adımlar atmalısınız.

İnsan kendini sürekli aşmak zorunda olan bir varlıktır. Hiçbir ayırım yapmadan kırılmış kalpleri onarmalı, hastaların yardımına koşmalı ve yaşamın kefaretini ödemelidir.

Bir gün, yardım eline ihtiyaç duyarsanız, bunu omuzlarınızın altında bulabilirsiniz. Yaşlandığınızda iki eliniz olduğunu daha iyi fark edecek; bir elin kendiniz için, diğerinin de başkalarına yardım etmek için yaratıldığını anlayacaksınız.

Kadının güzelliği ne giysilerinde ne de saç modellerinde saklıdır.

Güzellik, kusursuz bir yüz ve vücutla sınırlanmaz. Asıl güzellik, ruhun güzelliğinin yansımasıdır. Sevginizi ne kadar gösterebilirseniz, o kadar güzelleşirsiniz.

Unutulmaması gereken şudur ki; bir kadın, yılları geride bıraktıkça daha da güzelleşir…