Bir kamyonun çarpışıyla yaralanmış olan Çiftçi Memet kazadan sorumlu tuttuğu taşıma şirketine dava açıyor. Mahkeme salonunda şirketin avukatı ile Memet karşı karşıyalar, ve avukat soruyor: – Ama siz kazadan sonra gelen polis memuruna “ben çok iyiyim” demediniz mi?” – Anlatayım ağam; Ben bizim eşeği gasabada satışa götürmek üzere gamyonetime bindirmiştim ki… – Bırakın ayrıntıları Memet
Genç adam, antika merakı sebebiyle Anadolu’nun en ücra köşelerini dolaşıyor ve gözüne kestirdiği malları yok pahasına satın alarak yolunu buluyordu. Kış kıyamet demeden sürdürdüğü seyahatler sırasında başına gelmeyen kalmamış gibiydi. Fakat bu seferki hepsinden farklı görünüyordu. Yolları kapatan kar yüzünden arabasını terk etmiş ve yoğun tipi altında donmak üzereyken, bir ihtiyar tarafından bulunup onun kulübesine
Zuhal Topal’ın evlilik programındaki gelin adayı Yağmur’un Atatürk’e hakaret videosu ortalığı karıştırdı Zuhal Topal’ın izdivaç programında taliplerini arayan ‘Yağmur’ adlı gelin adayının, Atatürk’e hakaret ettiği bir videosu ortaya çıktı. Programın takipçileri de dün ikinci kez ekrana yeniden çıkarılan gelin adayının sözlerini hatırlatarak Zuhal Topal’a tepki gösterdi. Ekip durumu değerlendirdi ve Yağmur’u programdan çıkarmaya karar verdi.
Ünlü bir futbolcu karisini öldürmekle suçlaniyordu. Futbolcu yakalanmisti. Ama karisinin cesedi ortada yoktu. Durusma Amerikan filmlerindeki gibiydi. Futbolcu sanik sandalyesinde oturuyordu. Kucak dolusu parayla tuttugu avukati jüriyi ikna etmeye ugrasiyordu: “Sayin jüri üyeleri, müvekkilimin suçsuz olduguna yürekten inaniyorum. Buna az sonra sizler de inanacaksiniz. Neden mi? Bakin, simdi 1′ den 10′ a kadar sayacagim ve
İhanet, bir kadının veya erkeğin başına gelebilecek en kötü şeydir. Eşi kendisini aldatan bir erkek veya kadının yerinde olmak istemezsiniz. Eşi tarafından ihanete uğrayan bir kadın, ihanetin bedelini öyle bir ödetti ki okuyunca ayakta alkışlayacaksınız. Kadının söyledikleri o kadar içten ve etkileyici ki muhtemelen mektubu alan kadın da çok kötü etkilenmiştir. Sevgili Carla, Eşimin göğsüne
Evin en öksüzü babalardır, en yalnız, en kimsesizi, herkese kimse olurken. Evin direği olurken kendisi direksizdir, dayanacağı kimsesi pek yoktur. Çünkü o hep güçlü olmak zorundadır. O zayıf olamaz Çünkü o kahramandır, o güçsüz olamaz. Çünkü o kahramandır, o ağlayamaz Çünkü o kahramandır, hep kahraman olmak, öyle kalmak zorundadır. Yoksa silebilir herkes onu. Küçümser, erkekten
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardır. Fakat bir tanesi çok kurnaz , atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf , dürüst ve sessizdir. Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadaşın yanına giderek işlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir. Arkadaşı bu parayla işlerini
Genç ve güzel sarışın, alışveriş merkezinin beyaz eşya reyonuna girer ve satıcıya sorar: – “Su küçük televizyonu almayı düşünüyorum, fiyatı nedir ?” – “Kusura bakmayın hanımefendi sarışınlara satış yapmıyoruz.!” Genc kadın sinirlenir, evine gider, saçının rengini değiştirir ve ertesi gün mağazaya geri gelir, ayni satıcıya yaklaşır ve: – “Şu küçük televizyonu satın almak istiyorum.” der
Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardınız? Kendisi Bünyanlı olmayan, politikayla uğraşmış ve halen Kayseri’de yaşayan işadamı 22 Şubat 2005 tarihinde Bünyan sınırında, Kayseri-Malatya kara yolu üzerinde, bir benzin istasyonundaki lokantaya gider, orada kalabalık toplulukla birlikte alkol alır Vakit ilerler, eve dönmek üzere lokantadan çıkar. Bünyan yürüyüş mesafesindedir, ancak dışarısı hem zifiri karanlık hem
BİR ÇOCUK VARDI. BABASI İNŞAATTA ÇALIŞIRDI. ÜÇ GÜN İŞ VARSA DÖRT GÜN YOKTU. ÇOCUK OKUMAK İSTİYOR, FAKAT MADDİ DURUMLARI PEK PARLAK DEGİLDİ. OKADAR ALÇAK GÖNÜLLÜYDÜ Kİ, ARKADAŞLARI BAKKALDAN HERGÜN ÇİKOLATA, MEŞRUBAT VE BENZERİ ŞEYLER ALIP İŞTAHLA YERKEN O MAHSUM MAHSUM BAKARDI. ONUN PARASI OLMADIĞI İÇİN BAKKALDAN ÇİKOLATA, MEŞRUBAT ALAMIYORDU. BABASININ DURUMUNU BİLDİGİ İÇİN DE PARA