Koç Kadını: Espirilidir. Kendi yaptığı espiriye herkesten önce güler. Gülerken çenesi ayrılacak sanarsınız. Bencildir. Önce kendisini düşünür. Bunu belirli etmemek için de elinden geleni yapar. Yine de kendi paçasını kurtarmak için ilk önce sizi satar. Kıskançtır. Kavga etmeyi sever. Sinirlenirse hiç tereddüt etmeden tırnaklarını suratınıza geçirir. Koç Erkeği: Bütün gün spor yapar. Her sporu dener.
Geçtiğimiz Noel’de Emma Tapping isimli anne dünyadaki bütün kadınların ilgisini çekmeyi başardı. 36 yaşındaki üç çocuk annesi kadın çocuklarına dağ büyüklüğünde hediyeler verdi ve fotoğrafı Facebook’ta paylaştı. Hediyeler bir araya toplandığında dağ gibi görünüyordu ve yılbaşı ağacını görmek mümkün değildi. Emma bu yıl ise çocuklarına daha fazla hediye vereceğini söyledi. Mirror’a konuşan anne, “Geçen sene
Bulgar devlet televizyonu kanserin ilacı bulundu diye yayın yaptı, AB ülkeleri ayağa kalktı. İşte o haber ve tercümesi. Karahindiba çayı kanser hücrelerini yok ediyor. Karahindiba çayı kanser hücrelerini yok ediyor: Kemoterapiden 100 kat daha etkili inanılmaz bitki. Karahindiba çayı, kanser hücrelerini etkileyerek 48 saat içerisinde çözülmelerini sağlar ve yeni sağlıklı hücrelerin hastalık kapmalarını engeller. Çoğunlukla
İki çocuk annesi Alvina Rayne Pensilvanya’nın Philadelphia şehrinde yaşıyor. Sancılı geçen ilişkisine dek her zaman zayıf bir kadındı.32 yaşındaki, erkek arkadaşının kendini aşağılaması sebebiyle depresyona girdi ve abur cubur yemeye başladı. Erkek arkadaşı Alvina ile ‘Şişko patates’ diye dalga geçiyordu. Eğer o olmasa, hiçbir erkeğin ona bakmayacağını söylüyordu. Alvina’nın erkek arkadaşından ayrılacak cesareti yoktu. Alvina,
Yaşım ya on üç ya da on dörttü. Akrabamızın düğününe gitmiştik hani derler ya “birazdan paralar saçılacak” işte ben de o anı bekliyordum. Sonra zengin bir adam çıktı dolarları saçmaya başladı tabi ben de hızlı hızlı gidip almaya çalıştım 1 tane almayı başarmıştım tam 100 dolar. Yerde o kadar 1 dolar varken 100 dolar gelmişti
Maddi durumumuz pek iyi değildi. Hiç oyuncağım yoktu.Gezmeye gitmiştik.Evin çocuklarının çok güzel oyuncakları vardı. Beni oyunlarına almadılar. Gözüm oyuncaklarda kalmıştı. Bende iki terliğimi çıkardım araba yaptım oynamaya başladım. Herkes bana gülmüştü. Hemen babam geldi yanıma. Diğer terliği aldı benimle oynayama başladı. Herkes susmuştu. O zaman anladım ne kadar şanslı bir çocuk olduğumu.
Kral demirciyi çağırıp “yarına kadar 1000 tane çivi yapmazsan şafakta asılacaksın” demiş. Bir günde 1000 çivinin yapılamayacağını bilen demirci hiçbir endişe duymadan çivi yapmaya başlamış. Yakınları ağlayıp sızlarken o çalışmaya devam etmiş. Kaygısızlığını hatırlatanlara da “sabahın sahibi var” demiş. Şafak sökmeye yakın saraydan bir adam koşarak gelmiş. Adamı gören yakınları daha fazla ağlamaya başlamış. Adam
Padişahın biri, adamlarından birine bir miktar para verip şehir içindeki dervişlere dağıtmasını söyledi. Adamcağız bir çok dervişin yanına gidip geldi ve ancak parayı olduğu gibi geri getirip padişaha iade etti. Padişah, “Niçin dağıtmadın?” diye sordu. Adam, “Padişahım verecek derviş bulamadım” dedi. Padişah, “Nasıl olur, şehirde yüzlerce derviş vardır” deyince adam, “Efendim, dervişler para kabul etmiyorlar.
Sultan Abdülaziz Han ve beraberindekiler, 1867’de Paris’te yeni imal edilmiş makinelerin görücüye çıktığı sergiyi gezmektedirler. Padişah, çember şeklinde bir cetvel ve önünde asılı kadife kaplı bir toptan meydana gelen makinenin önünde durur. Bu makine, günümüz lunaparklarında da görülen, topa atılan yumrukla kol kuvvetinin ölçüldüğü ilkel bir makinedir. Osmanlı sultanı topun aldığı darbeye göre ibrenin cetvel
Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık baş gösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk kez görülen anlaşmazlık,giderek büyüdü ve kardeşler arasında ayrılığa neden oldu. İki kardeş,birbirlerine yalnızca küsmekle kalmadılar,yıllardır ortaklaşa kullandıkları tarım makinelerine değin sahip oldukları tüm araç gereçlerini ve