Camille Claudel’in unutulmaz hikayesi sizi duygu fırtınalarına sürükleyecek.
Camille Claudel, Fransa’da hali vakti yerinde bir ailenin ilk çocuğu olarak 1864’te Aisne’de doğdu.
Küçüklüğünden beri taş ve çamurla oynuyordu. Heykeltraş olmak için dünyaya gelenlerdendi. Henüz 19 yaşındayken dönemin ünlü heykeltraşı Rodin‘den özel ders almaya başladı. Rodin’den alacağı bu özel derslerin kendisini 33 yıl boyunca akıl hastanesine hapsedeceğinden habersizdi…
Özel dersler sırasında etkilendiği Rodin ile 35 yaşına kadar aşk yaşayan Camille, hayatının şokunu tecrübe etmek üzereydi. Geçirdiği kaza sebebiyle çocuğu düşmüş ve annesi tarafından evlatlıktan reddedilmişti. Depresyondaydı
Eserlerinin Rodin tarafından kıskanmaya başlamasıyla ikinci bir yıkım yaşayan Camille artık büyük bir yol ayrımındaydı. Ya tamamdı, ya devam… Hemen hemen her gün kava ettiği Rodin’i terk etti.
Her sanatçı gibi buhran döneminde en iyi eserlerini ortaya çıkardı; “Vals”, “Clotho”, “Olgunluk Çağı”, “Kayıp Tanrı”, “Geveze Kadınlar”, “Sakuntala”… Ünlü sanat eleştirmeni Octave Mirbeau, Camille için şu satırları yazdı; ‘Camille bir dahi”
Ancak her dahi gibi onun da bir zaafı vardı; Rodin… Rodin’e sahip olamadıkça nefret etti, nefret ettikçe takıntı haline getirdi. 1906 yılında geçirdiği sinir krizi neticesinde birçok eserini parçaladı ve akıl hastanesine yatırıldı.
Akıl hastanesinden kardeşi Paul’a yazdığı mektuplardan birinde şu satırlar yazıyordu
“Akıl hastanesi! Evim diyebileceğim bir yere sahip olma hakkım bile yok!.. Onların keyfine kalmış işim!.. Bu, kadının sömürülmesi, sanatçının ölesiye ezilmesi… Mahsus kaçırdılar beni, onlara tıkıldığım yerde fikir vereyim diye, yaratıcılıklarının ne kadar sınırlı olduğunu biliyorlar çünkü… Kurtların kemirdiği bir lahana gibiyim şimdi… Yeni filizlenen her yaprağımı büyük bir oburlukla mideye indiriyorlar… Bilmiyorum, kaç yıl oldu buraya kapatılalı, ama tüm hayatım boyunca ürettiğim eserlere sahip çıktıktan sonra şimdi de kendilerinin hak ettikleri hapishane hayatını bana yaşatıyorlar… Bütün bunlar Rodin şeytanının başının altından çıkıyor… Kafasında bir tek düşünce vardı zaten kendisi öldükten sonra benim sanatçı olarak atılım yapıp onu aşmam, bunu engellemek için de yaşarken olduğu gibi ölümünden sonra da ben hep mutsuz kalmalıydım… Her bakımdan başarıya ulaştı işte!.. Bu esaretten çok sıkılıyorum… Eve hiç dönemeyecek miyim, Paul?”
Camille’nin doktoru 1920 yılında ailesine bir mektup yazdı ve kızlarının taburcu edilebileceğini söyledi. Ancak ailesi Camille’yi istemedi. Ve Camilie, 19 Ekim 1943 tarihinde 33 yılını akıl hastanesinde geçirdikten sonra tek başına öldü…
Camille Claude’in uğruna 33 yıl akıl hastanesinde yattığı Rodin, “Düşünen Adam”heykelinin yaratıcısıydı…