İbrahim Tatlıses: Hala çapkınım evlensem yine çocuk yaparım
İbrahim Tatlıses, uğradığı silahlı saldırından sonra ‘Artık öldü’ diyenlere yedi yıl sonra POSTA’dan seslendi:
“Bunu bana Allah yaptı. Bana verdiği bir cezadır bu, ama bu cezayı alacak. Kimse sevinmesin. Bunu bitirecek. Günü var bekleyin, sabredin.”
İBRAHİM TATLISES DİYOR Kİ:
* Zirvedeyken herkes yanımdaydı. O zaman peşimde fır fır dönenlerin çoğu şimdi fırıldak olmuş, yoklar. Merakım şu; yedi yıldır piyasada yokum diye mi bunlar?
* Sesim sadece bir süreliğine gitti. O ses geri gelecek. Şarkılarımı, türkülerimi söyleyeceğim. Ben aynı İbrahim Tatlıses’im. Yine olacak, illa olacak!
* Allah ya bana saldıranlara bir ceza verdi ya da bana. Allah’ın dışında kim yapabilir böyle bir şey? İbrahim Tatlıses’e kim pusu kurabildi bu zamana kadar?
* Hiç maddi sıkıntım yok. Seyrantepe’de bir yerim var, satsam 35-40 milyon dolar eder. Otelimiz, evlerimiz var, daha ne olsun?
* Derya Tuna 25 senedir hayatımdadır. Halen gömlek alır, ayakkabı alır. Hep candır, benden uzak değildir. Çünkü arada çocuğumuz var.
* Ayşegül (yıldız) Hanım ile yeniden evlenmek istiyorum. Kendisine bir yanlışlık yapmadım. Kabul ederse evlenirim, etmezse de canı sağ olsun.
* Şu an hayatımda kimse yok. Ama ben çapkınım, yine söylüyorum. Hala çapkınım. Evlensem yine çocuk yaparım. Sağlığım yerinde bir adamım, neden yapmayayım?
* Bazıları “İbrahim Tatlıses benim önümü kesti” diyor. Ben sünnetçi miyim, önünüzü keseyim? Kimsenin ekmeğiyle oynamadım.
Ani bir kararla İzmir’e yerleştiniz, neden?
Latif Doğan diyor ya, “Küstüm…” Ben de İstanbul’a küstüm.
Küskünlüğünüz neden?
Her şeye ve herkese küstüm aslında. Şimdi isim verirsem bana yakışmaz. Bugüne kadar değer verdiğim insanlar meğer verdiğim değere layık değillermiş, bunu öğrendim. Herkesin hatası ve keşkesi vardır, insanız. Ki benim de oldu. Ama çoğu insandan gördüğüm vefasızlığı ya da dar günlerinde yanında olduklarımın bu süreçte yanımda olmayışlarını kabul edemiyorum. Hani diyor ya türküde, “İyi gün dostları dar günde haney…” Kimseye muhtaç değilim şükür, para pul anlamında söylemiyorum. Hayatımda hiç eksik bir şey yapmadım. Herkesin yanında oldum. Baba, kardeş, ağabey gibi…
Anladığım kadarıyla vefasızlık var…
Zirvedeyken herkes yanımdaydı ama o zaman peşimde fır fır dönenlerin çoğu şimdi fırıldak olmuş, yoklar. Merakım şu; yedi yıldır piyasada yokum diye mi bunlar? İnsan bir düşmeye görsün…
Siz düştünüz mü?
Düşmedim, hâlâ dimdik ayaktayım ve kimse unutmasın, yine zirvedeyim. Sadece insanların ikiyüzlü oluşuna, çıkarcılığına küskünüm. Yaptığım iyilikler uçtu gitti, ne balık bildi ne alık!
Bu sitem sanat camiasına mı?
Sanat camiasına da, iş adamlarına da, dost dediğim ağabeylerime de… Şu durumdayken beni hoş görmeleri lazımdı, çünkü bir tarafım eksik. Dört dörtlükken iyiydim, üç dörtlüğüm şimdi. Yani ritmim aksak, müzikte öyledir. Bu olay sonrasında aldığım haplar fili devirir türden. Unutkanlık da yapıyor. Bu haldeyken her şeyim onlara normal gelmeliydi.
O SES GERİ GELECEK VE YİNE SÖYLEYECEĞİM
Bir sesiniz var ki, dünyada eşi benzeri yok. O saldırıda sesinizi de kaybettiniz mi?
Hayır. Sesim sadece bir süreliğine gitti. O ses geri gelecek. Sesimde bir şey yok. Şimdi ufak tefek birkaç işim var. Onları halledeyim yine şarkılarımı, türkülerimi söyleyeceğim. Ben yine aynı İbrahim Tatlıses’im, sevenlerim üzülmesin. Yine olacak, illa olacak. Kimse sevinmesin, böbürlenmesin. Ya olacak, ya olacak!
Çok acıdır ki, bu olaydan sonra “Artık şarkı söyleyemez, felç kalır, hatta yaşar mı bilmiyoruz” yorumları bile yapılmıştı…
Herkes şerefsizlik yaptı desek daha doğru olur. Bir şey bilmiyorsun, neden kafana göre yorum yapıyorsun? Nereden biliyorsun? Sonrasında bunları öğrendim ve çok kızdım. “Önümü kesti” dediğin adam için çıkmış konuşuyorsun. İsim sorma bu bahsettiğim kişiye dair! Yedi senedir ortada yokum, sen neredesin? Milyonlar satan albüm mü yaptın? İbrahim Tatlıses’in yerini doldururuz diye düşünenler neredeler? Merak ediyorum.
O süreçte hayata tutunacağınıza inanmış mıydınız?
Öldürmeyen Allah öldürmüyor. Yaşıyorsam Allah’ın bana lütfu bu.
Size saldıranlara karşı ne hissediyorsunuz?
O insanları şahıs olarak cezalandırmak istemiyorum. Allah onları bildiği gibi yapsın. Rabbime havale ettim. Onların da günahı yok bana göre.
Neden size saldırdılar?
Allah yaptı. Cenabı Hak ya onlara bir ceza verdi ya da bana. İkimizden biri cezalıyız. Allah’ın dışında kim yapabilir böyle bir şey? İbrahim Tatlıses’e kim pusu kurabildi bu zamana kadar? Hiçbir kulun gücü yeter mi?
Allah’ın neden böyle bir ceza verdiğini düşünüyorsunuz?
Bilmediğim bir günah işlemişim, nereden bileyim? Ama bak, onlar içeride ben dışarıdayım, arada da böyle bir fark var yani. Bana göre yine ben onlardan daha şanslıyım.
Peki, onlara göre bu saldırının sebebi neydi?
Beni basamak yapmak istediler. “İstanbul’a geldik, isim yapalım, bu kiminle olur İbrahim Tatlıses’le olur…” Yani beni vurarak üzerimden reklam yapmak istediler. Daha öncesinde de bir takım olaylar yaşanmıştı.
Irak’ta iş yaptığınız ortaklarınız yaptı demişlerdi…
Yok yalan, onlarla alakası yok. Bu işe sebep olanlar Adana’da öldü mesela. Hasan Bora menajerimdi. Ne oğlunu tanıdı ne de karısını, yatakta öldü. İçtiğimiz su ayrı gitmezdi, aynı yatakta bile yattık. Ama artık bu saldırı olayını kapayalım. Geldi geçti, deldi de geçti!
Peki sağlık durumunuz nasıl? İyi misiniz ruhen ve bedenen?
Sağlığım süper. Yiyorum, içiyorum, kendi işimi kendim görüyorum, dostlarımla oturup kalkıyorum, tavlamı oynuyorum. Daha ne olsun?
Fiziksel olarak nasılsınız?
İyi ama çok daha iyi günler yakındır. Bana soruyorlar “Sol tarafını hissediyor musun” diye. Niye hissetmeyeyim? En çok bu soruya üzülüyorum. Kardeşim ben her şeyi hissediyorum. Düşmüş muamelesi yapmayın! Allah’ın bana verdiği bir cezadır bu, ama bu cezayı alacak. Bunun bir günü var bekleyin, sabredin. Ben sabrediyorum. Beni özleyenlere bir daha dönmek istiyorum.
GÖLGEM YETİYOR İNSANLARA
Sahneler mi, İbo Show mu, en çok neyi özlüyorsunuz?
Özlenmez mi ama yine olacak! İbo Show’a çıkıp oturacağım, sanatçılar gelecek sohbet muhabbet edeceğiz. Onlar söyleyecek, arada bir şarkı da ben patlatacağım. İbo Show’u çekmek istiyorum. İnsanlar, “Karşımıza otur, yeter” diyor. Gölgem yetiyor onlara.
Hâlâ varlıklı mısınız?
Allah eksik etmesin. Hiç maddi sıkıntım yok. Seyrantepe’de bir yerim var, satsam 35-40 milyon dolar eder. Otelimiz, evlerimiz var, daha ne olsun? En önemlisi de annem, kardeşlerim, çocuklarım, torunlarım…
AYŞEGÜL’Ü SEVİYORUM EVLENMEK İSTİYORUM
Küçük kızınız Elif’in yeri bir başka gibi sanki?
O küçük olduğu için daha fazla ilgileniyorum elbette. Ben küçüklere çok değer veririm. İdo da benim için öyle. Elif konusunda epey şanslıyım. Ayşegül Hanım inanılmaz özverili. Çocuğumun babasızlık hissine kapılmaması için her şeyi yapıyor, o da ben de. Elif’imin psikolojisine bakıyorum, başka çocukların babasına bakıyor, üzülüyor. İstemiyorum böyle büyüsün. Onun için Ayşegül Hanım ile tekrar evleneyim dedim.
2011 ile 2013 yılları arasında evli kalan Ayşegül Yıldız ile Tatlıses’in kızı Elif 5 yaşında.
“Ayşegül’e aşık değilim ama tekrar evlenmek istiyorum” demişsiniz geçenlerde, çok şaşırdım?
Evet istiyorum. Bizzat kendisine bir yanlışlık yapmadım. Kabul ederse evlenirim, etmezse de canı sağolsun.
En azından “Aşık değilim” demeseydiniz bari!
Kardeşim, ben öyle demedim ki. Soruyu soran “Aşık mısın” dedi, ben de “Şu an birine aşık mısınız” şeklinde algıladım. “Ayşegül’e aşık mısın” demedi ki. Sonra başladılar “Aşık olmadığın insanla neden evleneceksin” diye. Ben Ayşegül Hanım’ı rencide eder miyim? Niye söyleyeyim aşık değilim diye? 19 sene beraber kalmışım. O kadar sene insan insanı sevmez mi, aşık olmaz mı? Ya da çocuk niye yapar? Onu tabii ki çok seviyorum.
Evlenmeyi sahiden düşünür müsünüz?
Elif için ne gerekirse onu yaparım. Derya (Tuna) Hanım da demiş ki; “İbrahim Bey Elif için her şeyi yapar.” O da biliyor ki, ben yanlış bir şey yapmam ve çocuklarım için her şeyi yaparım. Elif niçin babasız büyüsün? Şimdi düşün, Ayşegül Hanım başka bir insanla evlense, Elif ona nasıl “Baba” diyecek, niye desin?
İbrahim Tatlıses ve Derya Tuna 1983-2000 arasında birlikteydi.
Öyle bir şeye izin verir misiniz?
Ben despot muyum? Herkes seçimlerinde özgür. Ama zannetmiyorum ki başka birini getirip baba dedirtsin çocuğuna. Öyle bir karakter değil Ayşegül hanım.
Derya Hanım’dan sonra hayatınızda en uzun süre kalan kadın Ayşegül Hanım değil mi?
Derya Hanım, bir de Ayşegül Hanım. Derya Hanım 25 sene etti, halen hayatımdadır, halen gömlek alır, ayakkabı alır. Hep candır, benden uzak değildir. Çünkü arada çocuğumuz var.
Şu an hayatınızda kimse var mı?
Yok.
Hayatınızda kimse olmaması sizinle örtüşmüyor. “İbrahim Tatlıses çapkındır” denir ya.
Ben çapkınım, yine söylüyorum, hala çapkınım.
İçiniz dışınız bir gerçekten…
Ondan kaybettim ya hep.
Bence ondan dolayı kazanmışsınız, o kadar insana iş güç vermişsiniz.
Bu saatten sonra bana göre İbrahim Tatlıses hangi kapıyı çalsa karnını doyurur, hangi kapıyı çalsa bir yatak bulur, elini uzatsa ona uzanan bir el görür. Bu saatten sonra kendimi düşünmüyorum.
MAĞARADAN SARAYA, EŞEKTEN UÇAĞA
Kaç senedir piyasada yoksunuz, yine fotoğraf çektirmek için insanlar kuyruk oluyor. İzmir’de açtığınız Tatlıses Kebap’a insanların çoğu sizi görmek için geliyormuş.
Onlar sayesinde zaten İbrahim Tatlıses oldum. İyi ki varlar. Ama ben de geldiğim yeri hiç unutmadım, şımarmadım, halktan biri kaldım, ‘mağaradan gelen İbo’ olarak. Mağarada doğmuşum, eşeğim vardı altımda. Sonra saraylarda oturacağıma, altımda uçağım olacağına kim inanırdı? Ben hiçbir şeyi inkar etmeden geldim buralara. Dört defa vergi rekortmeni oldum. Albüm çıkarmadığımda çarşı ölürdü, kan ağlardı. İbrahim Tatlıses kaseti çıkınca kuyruklar olurdu çarşıda. Burada da benimle fotoğraf çektirmek isteyen güzel insanların kuyruğu var. Ben de hiç sıkılmadan usanmadan sarılıp, hoş beş ediyorum. Bana çok iyi geliyor o sevgi, o hürmet.
BEN SÜNNETÇİ MİYİM, ÖNÜNÜZÜ KESEYİM?
Bu kadar uzun süre zirvede kalmak zor ve orası çok kaygan bir zemin, nasıl başardınız?
Kolay olur mu? Çelme takan, ayağının altına sabun koyan… Diyorlar ya, “Önümü kesti, önümü kesti…” Ben sünnetçi miyim, önünüzü keseyim? Kimsenin ekmeğiyle oynamadım. Oynadıysam Allah da benim ekmeğimi kessin. Gıcık olduklarım oldu ama iş vermeyin demedim. Oysa piyasada çakal oğlu çakallar var.
Çok var mı bu çakallardan?
Çok! Berberimin kapısında saatlerce bekleyen bir adam vardı, sırf İbo Show’a çıkmak için. Bir gün televizyonda gördüm, dedi ki “Bu ülkenin savcısı, hâkimi yok mu, niye bu adamı almıyorlar içeri?” Buna da çüş dersin artık. Ayıp be! Bu ikiyüzlülük nedir böyle?
Neden böyle dedi?
Atatürk’e “Ato” dedim ya televizyonda, ondan. Oysa art niyet yoktu. Bizim büyüklerimize Ato derler, Ata derler, saygıdan. Büyüklerimizden öğrendiğimiz bu. Ben de Ato dedim, koydum arkama tablosunu. Ben Atatürk aşığıyım. Bana kimse Atatürk’ü anlatmasın, Atatürkçü ayakları yapmasın. Benden daha Atatürkçü varsa, bileklerimi keserim.
YALAKA DEĞİLİM, TAYYİP BEY’İ GERÇEKTEN SEVİYORUM
Afrin’i de sormak isterim. Sanatçıların bazıları “Savaşa hayır” diye imza topladı. İktidar epey tepki gösterdi. Siz ne düşünüyorsunuz?
İnsanların ölmesine karşıyım. Kim olursa olsun, Kürt, Arap, İngiliz, Japon… “Gavur” diyoruz ya, bazı gavurlar bizden iyi bana göre. Herkes Allah’ın yarattığı bir kul. Ben savaş ister miyim? Hayır. Kavga ister miyim? Hayır. İnsanların ölmesini ister miyim? Hayır. Ama bir karış toprağıma göz dikenin gözünü çıkarırım. Gücüm yeterse tabii. Ayrıca Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum. Bugüne kadar kimse kafa tutamadı Amerika’ya, adam siyaseti iyi biliyor. Ve ben onu gerçekten seviyorum. Lider gibi lider.
Resepsiyona giden sanatçılara bazı kesimler “Yalaka” diyor. Siz de gidiyorsunuz zaman zaman. Nasıl bakıyorsunuz bu konulara?
Ben yalaka değilim. İlk günden beri Tayyip Bey’i seviyorum. Zaman zaman çok da sert eleştirilerim oldu. Genç Parti’den milletvekili adayı olduğum dönem çok laf söyledim. Ama o kimseyi bertaraf etmedi. Sadece iyi lider değil, ayrıca iyi bir insan. Kindar değil, onun için vatan, memleket ve halkı önemli.
Daha sonra AK Parti’den aday oldunuz değil mi?
Üç kez aday oldum. İki kere Tayyip Bey’in hatırı için vazgeçtim. Belediye Başkanı’na sıktılar ya Siverek’te. Demiş ki, “İbrahim Tatlıses Urfa’da konuşma yapacak. Allah korusun, bir şey olur, yanında değiliz ki koruyalım. Söyleyin ki, biz onu düşünüyoruz yoksa kendisi bizim miletvekilimizdir.” Allah’ı var, ne zaman kendisine telefon açsam çıktı. Ben aramadan bile beni aradı “Ne yapıyorsun başkan” diye.
Bundan sonra siyaset olacak mı?
Olacak. Ya olacak ya olacak. Beyefendi ne derse o olur. “Evet” derse, İzmir’den girmeyi isterim fazla zorlanmadan. Urfa’dan koymasın.
ERKEK ADAM AĞLAR
Annenizin de bir dileği vardı, sizin milletvekili olmanız…
Evet. İnşallah 2019’da bu isteği yerine gelir. Annem çok rahatsız, inşallah yetişir (Ağlıyor). Bir de Tayyip Bey’i çok seviyor, “Beni tanıştır” dedi, kısmet olmadı. Bu keşke gerçekleşse. Bir kez dünya gözü ile görse canım anam Tayyip Bey’i.
Siz hep ağlar mısınız?
Ağlamayan adam dolu adam değildir. Boş insanlar ağlamaz, hiçbir şey umurunda değildir. Erkek adam ağlar, adam olan ağlar.
Evlenirseniz bir çocuk daha düşünür müsünüz?
Her an. Sağlığım yerinde bir adamım, neden çocuk yapmayayım. Bundan sonra kendimi çocuklarıma adamışım. Kadın gelir geçer, o ayrı ama çocuklarım number one.
ISMARLAMA VELİAHT OLUR MU?
Yeni sanatçılardan kimi beğeniyorsunuz?
Var mı ki?
Yok mu?
Var da, ben mi görmüyorum?
Sizin sesinize yakın biri ya da veliahtınız olacak birisi var mı?
Ismarlama veliaht olur mu?
REZA CEZAEVİNDE EBRU SAHNELERDE
Ebru Gündeş’e kırgınmışsınız ama “Nedenini asla açıklamam” demişsiniz. Neden kırgınsınız?
Kızgın veya kırgın değilim. Reza’yı çok severim, hem de evladım gibi. Bana çok güzellikleri, iyilikleri var. Benim ona yok mu? Var. Benim ona ağabeyliğim, babalığım var. Çocuğunu Reza’ya götürmesi normal değil mi? Kendi de gitmedi, gidebilirdi. Nihayetinde çocuğunun babası, nihayetinde eşi. Erkek olarak ben olsam kadının çocuğunu götürürüm. İstersem yakalanayım, beni de hapse atsınlar, nedir yani. Onun için kırıldığımı söyledim, yoksa Reza’nın hanımı kardeşimizdir. Onun sevdiği insana saygı duyarız.
Bu nedenle mi içerlediniz kendisine?
Bir de Ebru Hanım’ın çalışmaya ihtiyacı yok ki. Yani eşi cezaevindeyken sen burada sahnelere çık… Bana doğru gelmiyor. Yoksa acayip iyi bir sestir, severim. Her zaman söylerim üç kişi dinlerim diye; Sibel Can, Ebru Gündeş, Muazzez Abacı. Bunlar önemli seslerdir. 17-25 Aralık olaylarında dedim ki Reza için, “Eğer o hırsızsa, ben de hırsızım.” Yine derim. Hırsız değil, adam gibi adamdır.