Bu kadarına da pes ….. Şehidin maaşına haciz skandalı!
Afrin’deki terör hedeflerine yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekatı’nın ilk şehidi o oldu. Alacaklısı ise bir gün sonra tahsilat için harekete geçti!
Afrin’deki terör hedeflerine yönelik başlatılan Zeytin Dalı harekâtının ilk şehidi Musa Özalkan, 2009’da karıştığı trafik kazasından dolayı 109 bin lira tazminat ödemeye mahkûm oldu. Özalkan 22 Ocak günü şehit oldu. Alacaklısı ise bir gün sonra tahsilat için harekete geçti. Adalet Bakanlığı Astsubay Musa Özalkan’ın, şehit olmasından bir gün sonra emekli ikramiyesine ve aracına haciz konulmasını talep eden avukat hakkında suç duyurusunda bulundu. Haciz skandalının ardından avukat ve müvekili birbirlerini suçladı. Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı ise avukat Emine Gün hakkında inceleme başlattı.
BAKANLIKTAN yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında şehit Özalkan hakkında haciz işlemi başlatıldığına yönelik haberlerin ardından inceleme gerçekleştirildiği belirtildi.
‘ŞEHİT OLDUĞUNU BİLDİĞİ HALDE…’
Açıklamada, incelemelerin ardından Özalkan’ın, Zeytin Dalı harekâtında şehit olduğunu bildiği halde bir gün sonra emekli ikramiyesi ve aracına haciz konulmasını talep ederek, İcra ve İflas Kanunu’nun 53 ile 82/9. maddelerine aykırı davranan Yozgat Barosu’na kayıtlı avukat Emine Gün’e ilişkin Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu kaydedildi.
İCRA MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞANLARI HAKKINDA DA İNCELEME BAŞLADI
Açıklamada, ilgili icra müdürlüğü çalışanları hakkında da inceleme başlatıldığı ifade edildi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Şehit Astsubay Üstçavuş Özalkan, 2009 yılında Serkan ve Züleyha Saçan çiftinin arabasına çarptı. Kaskosu yoktu ve konu yargıya taşındı. Özalkan’a 109 bin lira tazminat çıkarıldı. Özalkan parayı ödeyemeyince 2016 yılında maaşına haciz kondu. 17 Ocak 2018’de maaşından 21. taksit kesildi. Özalkan’ın şehit olmasından 1 gün sonra ise karşı taraf hem emekli ikramiyesine hem de aracına haciz konulmasını talep etti.
İCRAYA VEREN AVUKAT KONUŞTU
Şehit Piyade Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan’ı şehit olmasından bir gün sonra ikinci kez icraya veren avukat kendini savundu.
Davacı Serkan ve Züleyha Saçan çiftinin avukatı Emine Gün Yozgat Adliyesi önünde yaptığı açıklamada icra yenilenmesinin davacı çiftin talebi üzerine yapıldığını, kendi alacağı olan 5 bin lirayı şehit ailesinden almadığını savundu.
Gün yaptığı açıklamada, “Afrin’deki ilk şehidimizin bizim dosya borçlumuz olmasından dolayı ayrıca çok üzgünüm. Şehit olmadan önce maaşına ve aracına haciz konulmuştu. Kendisi dosya borcunu şehit olmadan önce ödeyeceği yönünde bizimle diyalog içerisindeydi. Haciz işlemlerinin taleplerinin yenilenmesi müvekkilimizle alakalıdır. Ayrıca şehit olmadan önce dosyaya gelen paraları da avukatı olarak ben iade etmeye hazırım aileye. Çünkü biz de çok üzüldük, bizim evladımız elbette ki üzüldük. Aile de zaten şahsi olan Züleyha Saçan ve Serkan Saçan’la dosyayla ilgili gelip görüştüler. Ve dosyayı birlikte kapattılar.
Şehit olduğu andaki mesajı söyle açıklayayım. Müvekkilim şehit olmasını öğrenince hacizlerin yenilenmesini alacağını nasıl alacağını sordu. Ve talep halinde hacizler yenilendi. Ama zaten hacizler vardı. Müvekkilim hak kaybına uğramamak kaydıyla alacağını nasıl alacağını yönünde talepte bulununca haciz talepleri yenilendi. 18 bin daha önce kesilen paralar kanuni vekalet ücretleridir. Aileye tekrar bu parayı da veya gösterecekleri bir yere bağış yapmaya da hazırım” şeklinde konuştu.
DAVAYI AÇAN İSİM AVUKATI SUÇLADI
Astsubay Musa Özalkan’ın, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’deki teröristlere yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit olmasından bir gün sonra emekli ikramiyesine ve aracına haciz konulmasını talep ettiği iddia edilen davacı Serkan Saraç, icra takibinin kendi bilgisi dışında, avukatı tarafından başlatıldığını öne sürdü.
Saraç, Yozgat’ın Yerköy ilçesinde 2009 yılında meydana gelen trafik kazası ve Astsubay Musa Özalkan şehit olduktan sora başlatılan icra takibi yenilenmesiyle ilgili süreçle ilgili şunları söyledi:
“Trafik kazasında benim arabam da Musa’nın arabası da kiralıktı. Musa kendi arabasının masrafını karşıladı, ben de kendi arabamın masrafını karşıladım. Ondan sonra benim masraflarım karşılanmadığı için tazminat davası açtık. Dava 21 ay önce tamamlandı. 21 aydır da avukatım Musa’nın maaşına icra koydu. Benim maaşıma da Musa’nın avukatı icra koydu. 21 aydır maaşlarımızdan para kesiliyordu. Ben Musa ile sürekli konuşuyordum. Musa anlaşalım diyordu ve ben de anlaşalım diyordum. Musa’ya dava açtım ama her zaman telefonda kendisiyle görüşüyordum.
Avukat 21 aydır aldığı parayı kendi dosya masrafı olarak kullanıyor. Ben oradan bir kuruş bile almadım. Bolu’da olduğunu biliyordum, Afrin’e gitmiş. Şehit olduğunu bir gün sonra öğrendim. Musa’nın ailesiyle de avukatıyla da görüştüm. Yalnız benim sonradan öğrendiğim bir şey var: Benim vekaletim avukatımda olduğu için avukatım şehit olduğunu duyar duymaz icra dairesine gitmiş, arabasına ve ailesine verilecek şehit parasına icra yenilemesi yaptırmış. Bunlar benim bilgim dışında oldu. Sonradan öğrendim ben bunu. Şehidimizin ağabeyi beni aradı. Yanıma helallik için geldiler, ben helalleştim. O zaman da avukatımın parasını da verdiler, Ankara’ya gittiler. Ağabeyiyle konuştuklarıma Yerköy Cumhuriyet Savcısı da şahit.”
VASİYETİ YÜREK DAĞLAMIŞTI
Şehit Özalkan’ın vasiyeti herkesi ağlatmıştı. Özalkan, şu vasiyette bulunmuştu: “Vasiyetimdir. Şehit olursam Kurt-ar Derneği aracılığı ile Telafer’deki Türkmen Bala’lar (çocuklar) için anaokulu, kreş veya kültür merkezi, devletin bana vereceği paradan yaptırılması ve ismimin konması. Reis vasiyetimdir, aileme iletirsin. Telefonumdan gelen mesaj kayıtlı dursun şahit olsun.”