Kahreden soru: Ellerim iyileşir mi?

TÜBİTAK uzmanı baba Tuncay Özışık, Antalya’daki evlerinde meydana gelen kazayı Hürriyet’e anlattı. Tuncay Özışık, 17 yaşındaki oğlu Altuğ’un ellerini ve bir gözünü kaybetmesine, eşi ve kendisinin yaralanmasına neden patlamayla ilgili şöyle konuştu:

YÜZLERCE KEZ YAPTIK
“Oğlum, amatör olarak Gözlem Şenliği’ni destekliyordu. Bu kapsamda iki yıldır gönüllü olarak roket çalışmaları yapıyordu. Patlama onun hazırlığı sırasında oldu.

Kahreden soru: Ellerim iyileşir mi ?

Öğrenci çalışmasının tatsız sonucu oldu. Daha önce yüzlerce kez aynı deneyi yapmıştık. Roketin kalkışları bitmişti. Perşembe şenlik başlıyor. Şenlikte ters bir şey olmasın diye küçük bir fırlatma denemesi yapacaktık. Bizim orada bir dere yatağı var. Oraya gitmek üzere balkonda kartuşları hazırlarken patlama oldu. Roketlerin itici malzemeleri yasal olarak kimyasal ürün satan dükkânlarda bulunabilen şeyler. Farklı malzemeler, basınçlı sıcak altında…

Olay, bizim kontrolümüz dışında oldu. Bu bir öğrenci projesiydi. Benim uzmanlık alanım roketler değil. Ben astrofizikçiyim. Teleskoplarla astronomi çalışıyorum. Oğluma atölye kısmında yalnızca yardımcı oluyordum. Roket yapmak kendi ilgi alanıydı. Atölye çalışmaları da gönüllülük esasına dayanıyor.”

HEDEFLERE DEVAM
Özışık oğlunun sağlık durumuna ilişkin şu bilgileri verdi: “Bende ufak birkaç dikişlik çizikler vardı. Altuğ’un ameliyatı bitti. Şu an yoğun bakımda ama hayati tehlikesi yok. Konuşuyor. Girdi, gördük. Şakalaştık. Ellerinde organ kayıpları var. Plastik cerrahiyle ilgili olması muhtemel kimi müdahalelerden sonra onun hastanede çıkması 15-20 günü bulacak. Ama bilinci yerinde. Vücudunda kırık çıkık yok.”

Özışık, oğlunun hedeflerini devam ettireceklerini söyledi: “Altuğ, seneye üniversite eğitimi için Bilkent Elektrik Elektronik Bölümü’nü hedefliyordu. Çok başarılı bir çocuk. Çok değişik projeleri vardı. Aklı yerinde, konuşuyor. Kaldığımız yerden devam edeceğiz.”

HASTANEDE İLK SORU: ELLERİM İYİLEŞECEK Mİ?
TÜRKİYE Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Ulusal Gözlemevinde (TUG) Başuzman olarak çalışan babası Tuncay Özışık’la yaptığı deney nedeniyle meydana gelen patlamada 2 elini ve sol gözünü kaybeden 17 yaşındaki Altuğ Özışık’ın müzisyen olduğu ortaya çıktı.

Kahreden soru: Ellerim iyileşir mi
Okul arkadaşları ile birlikte kurduğu amatör bir grupta gitar çalan ve çeşitli yardım konserleri veren Altuğ Özışık’ın, ameliyat sonra sargılı ellerini görüp “Ellerim iyileşecek mi” diye sorduğu vurgulandı. Antalya Muratpaşa Adem Tolunay Anadolu Lisesi’nde bu yıl 12’nci sınıfa geçen Altuğ Özışık’ın nasıl bir öğrenci olduğunu anlatan Müdür Yardımcısı Emine Genç de, “Kendisini ve ailesini bizzat tanırdım. Hayat dolu bir çocuktu. Müzik konusunda çok yetenekliydi. Bazen dışarıda bazen okul içinde konserler verirlerdi. Çok güzel müzik yapardı. Sabah ziyaretlerine de gittim. Ellerini kaybetmiş olması gerçekten çok acı. Hâlâ böyle bir şey olduğuna inanamıyorum” dedi.

Altuğ Özışık’a deney ödevi verildiği iddialarını da yanıtlayan Genç, “Böyle bir şey söz konusu değil. Zaten okul tatil” diye konuştu.

OĞLU İÇİN SİTE AÇMIŞTI
İSVİÇRE’nin Zürih kentinde doğan Dr. Tuncay Özışık (52) 1988’de İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nden mezun oldu. 2002’den beri Antalya’daki TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nde başuzman araştırmacı olarak görev yapıyor. Araştırma alanları; güneş aktivitesi, güneş gözlem teknikleri ve aletleri, teleskoplar, astrofotoğrafi, sayısal görüntüleme ve görüntü işlem teknikleri ve bilgisayar destekli veri indirgeme. Özışık, kişisel web sayfasında da yaptığı çalışmalarla ilgili bilgi paylaşıyor. Özışık, patlamanın yaşandığı evdeki ışık, buzdolabı, televizyon, bilgisayar ve diğer kimi cihazları için balkonunda kurduğu sistemle güneş enerjisinden faydalanıyordu. Özışık, tek çocuğu Altuğ için de bir web sitesi açmıştı. ‘Altuğ’un Sayfası’ adını taşıyan sitede çocuğunun bebeklik fotoğraflarını paylaşmıştı. Sitede oğlu Altuğ’la ilgili, “2000 yılının Ocak ayının 7’sinde bir cuma günü sabaha karşı 5:45’te Dr. Uğur Kal’ın ve 1-2 hemşirenin de cefakar, sabır dolu, göz yaşartan yardımlarıyla İncirli Hastanesi’nde dünyaya geldim” diye başlayan bir yazı yazmıştı.