Küçük Alperen serviste yaşamını yitirmişti… Kreş sahipleri yalan söylemiş
İzmir’in Çiğli İlçesi’nde, kreş servisinde unutulduğu için havasızlıktan yaşamını yitiren 3 yaşındaki Alperen Sakin’in ölümü ile ilgili kreş yetkililerinin ilk ifadelerinde yalan söyledikleri ortaya çıktı. Alperen’in uyku saatinde uyuduğunu ve bir daha uyanmadığını söyleyen okul yetkilileri, polisin ısrarlı sorgusu sonrasında gerçeği açıkladı. Alperen’in dedesi 64 yaşındaki Sabahattin Sakin, torunun can verdiği kreşin önüne gelerek, “Torunumu öldürdünüz, torunumu bana geri verin” diyerek feryat etti. İzmir Otobüsçüler ve Umum Servis Araçları İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Hasan Basri Bostancı ise okul servisinin korsan olduğunu ve hiçbir kurumdan belgesi bulunmadığını açıkladı.
Olay, salı sabahı Köyiçi Mahallesi’nde meydana geldi. Kurumsal bir firmada gayrimenkul danışmanı Serkan Sakin ile elektronik mühendisi Buket Sakin çifti, 3 yaşındaki oğulları Alperen’i kreşi 4 ay önce ayda 800 TL ödeyerek kreşe yazdırdı.
Sakin çifti sabah çocuklarını kreşin servisine bindirdi. Servis şoförü 47 yaşındaki T.İ. ile rehber personel 18 yaşındaki D.K., Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Çiğli Özel Sevgi Yumağı Anaokulu’na geldiklerinde öğrencileri indirmeye başladı. Rehber personel D.K., bu sırada ağlayan bir öğrenciyi alarak okula girdi. Serviste uyuyan Alperen’i fark etmeyen şoför, aracı okulun yanında bulunan ve otopark olarak kullanılan boş arsaya çekti.
SAATLER SONRA FARK EDİLDİ
Alperen’in kreşte olmadığını öğle yemeğindefark eden öğretmenler ile görevliler, okul ve bahçesini aramaya başladı. Aramadan sonuç alınamayıncaokulun güvenlik kamera kayıtlarıincelendi. Görüntüleri izleyen okul yöneticileri ve öğretmenler Alperen’in okula hiç girmediğini gördü.
Bunun üzerine okul servisine bakan görevliler minik Alperen’i sabah oturduğu koltukta hareketsiz buldu. HemenKarşıyaka’daki özel bir hastaneye götürülen minikAlperen’in havasızlıktan öldüğü anlaşıldı.
POLİSİN ISRARI GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARDI
Olayı aileye “Alperen bayıldı hastanedeyiz acil gelmeniz gerekli” diye haber veren okul yöneticileri polise ilk ifadelerinde gerçeği sakladıkları ortaya çıktı. Yöneticiler,Alperen’in uyku saatinde uyutulduğunu ve bir daha uyanmaması üzerine hastaneye götürdükleri söylendi.
Bu ifadelerden şüphelenen polisler, bir görevlinin ifadesinden yola çıkarak olayı aydınlattı. İzmir EmniyetMüdürlüğü Cinayet Büro ekiplerinin ısrarlı sorgusu sonrasında Alperen’in kreş servisinde unutulduğu için öldüğü ortaya çıkarıldı.
Okul müdürünün aynı zamanda eşi olan servis şoförü T.İ., ifadesinde sabah 07.30’da Alperen’i evinden aldığını, Alperen’in serviste yolculuk sırasında uyuduğunu, okula geldiklerinde ise başka bir çocuğun ağlaması üzerine onunla ilgilendikleri için Alperen’i unutmuş olabilecekleri söyledi. ŞoförT.İ. ayrıca Alperen’in okulda olmadığını fark ettikleri andan itibaren aramaya başladıklarını anacak sonuç çıkmaması üzerine en son servis minibüsüne saat16.30’da baktıklarındaAlperen’in cansız bedenini bulduklarını söyledi.
Servis minibüsündeki rehber personelD.K. da ifadesindeifadesinde Alperen’in kemeri bağlıuyuduğunu, kreşe geldiklerinde öğrencileri dikkatle indirdiği sırada bir öğrencinin ağlamaya başladığını ve onu kucağına alarak okula götürdüğünü söyledi.
Gerçeği ortaya çıkaran polisler,servis şoförü T.İ. ile rehber personel D.K.’yi gözaltına aldı. Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından iki şüpheli ’Taksirle ölüme sebebiyet vermek’ suçlamasıyla adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden T.İ. tutuklanırken, D.K. savcılıktaki ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Minik Alperen’in yaşamını yitirdiği kreş yetkililerinin suskunluğu devam ederken, kreşin kapısına ’Kreş 3 gün süreyle kapalıdır’ yazısı asılarak eğitime ara verildiği duyuruldu.
Kreş Facebook adresinden bugün sabah saatlerinde siyah kurdele ile ’Yastayız’ paylaşımı yaptı. Öğrenci velileri ve vatandaşlar, paylaşımın altına tepki ve eleştiri yüklü mesajlar yazdı. Okulu sorumsuzlukla suçlayanlar, okulun kapatılması istedi.
Paylaşıma yorum yapan bir kadın ise olayın yaşandığı gün kreşin bahçesinde doğum günü kutlandığını öne sürerek, ’Alperen servis içinde can çekişirken, doğum günü kutlandı’ diye yazdı.
DEDESİ KREŞ ÖNÜNDE FERYAT ETTİ
Kreşin önündeki sessizliği ise minik Alperen’in dedesi Sabahattin Sakin’in feryatları böldü. Kreşin önüne gelen dede Sakin, “Torunumu öldürdünüz, torunumu bana geri verin” diyerek feryat etti.
Kalp hastası olan Sakin, ayakta durmakta zorlanırken, “Torunumu dün toprağa verdim. Onu subay elbisesiyle görmek varken kefeni giydirdiler. Onu toprağa yakıştıramadım. Keşke ben ölseydim. Torunum, Alperen’im. Torunumu öldürenlerin idamı istiyorum. Küçücük çocuk nasıl unutulur. Hiç mi vicdanınız yok” dedi.
İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, olayın ardından kreşe müfettiş gönderdiklerini, idari soruşturma başlattıklarını söyledi. Yahşi, “Devlet okulu değil. Ama bakanlığın denetiminde olan bir okul. Bizim servis şoförleri ve hosteslerinin eğitimi çalışmalarını sürdürüyoruz. Akıl ve mantığa sığmayan bir ihmal. İdari anlamda soruşturma sürüyor” dedi.
KORSAN SERVİS
Bu arada Karar’ın haberine göre, İzmir Otobüsçüler ve Umum Servis Araçları İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Hasan Basri Bostancı okul servisi için hiçbir kurumdan belge alınmadığını açıkladı. Olayın okula ait “korsan” servis aracında yaşandığını öne süren Bostancı, “Konudan haberdar olunca minibüsle ilgili bilgi topladık. Yaptığımız ön araştırmada, aracın hiçbir kurumdan belge almadığını tespit ettik. Maalesef bir servis aracının taşıması gereken niteliklerin hiçbirine haiz değil. Servis aracından başka her şeye benziyor, sanki yürüyen bir billboard” ifadelerini kullandı.
Servis taşımacılığının önemine işaret eden Bostancı, bu sektörün hiçbir zaman rant aracı olarak görülmemesi gerektiğini belirtti. Korsan taşımacılığa “dur” denilmesini isteyen Bostancı, şunları kaydetti: “Yetkililerden daha fazla denetim yapmalarını bekliyoruz. Önüne gelen okul aile birliği, özel okul veya kreş eğitimi veren merkezler, kendileri araç alıp servis taşımacılığı yapabiliyor. Bu konuda bir yasal boşluk var. Anaokulu, etüt ve eğitim kurumlarının kendi adına araçlarla servis taşımacılığı yapmaları bir muammadır. Bunun ne kadar yanlış olduğunu, ihmaller zincirinin konuyu nerelere kadar taşıdığını bu üzücü olayla bir kez daha gördük.” Bostancı, korsan taşımacılık yapan araçların mobil ekiplerle denetlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.