Nereden Nereye?
Bir kimse varlık içinde köşkünde yaşamakta idi. Çok zengin idi. Bir gün kuş sütünün dahi olduğu bir sofra hazırlamış eşi ile beraber yemek yerler iken kapı çalınır. Adam kapıyı açar ve bakar ki kir pas içinde elbiseleri yırtık ve elindeki kırık ve paslı tabağı uzatan bir dilenci: Allah’ın size verdikerinden şu fakire için biraz verir misiniz? der. Adam hor bakışlar ile dilenciye bakar dilenciyi iter.dilenci düşer yaralanır tabağı ise elinden kayar gider. Adam kaba sözler söyleyip kapıyı hızla kapatır.
Dilenci mahzun yaralı keder ve acı içinde beddua ederek oradan ayrılır. Derken zaman geçer. Zengin adamın işleri yavaş yavaş bozulur. Adam gittikçe fakirleşir. Nihayet o dereceye gelir ki elindeki servetini kaybeder. Fakirlikten köşkünü de kaybeder ve eşinden de boşanır.
Artık dilenerek sadakalar ile geçinmeye başlar.ancak zengin olduğu yerde dilenmek zoruna gider.daha uzak yerlere gider dilenerek yaşamaya çalışır.
Bir gün bir kapıya gider. Çalar kapıyı bir adam açar.
Dilenci adama: Allah’ın size verdiğinden şu garibana biraz verir misin der.Adam içeri girer eşine giyecek ve yiyecek bir şeyler alıp dilenciye vermesini söyler.
Eşi hazırlar kapıya götürür. Döndüğünde ağlamaktadır.
Adam niçin ağladığını sorunca: Şu kapıdaki dilenci benim eski kocamdır der. Meğer boşadığı karısı yeniden evlenmiş ve bu beldeye göç etmiştir. Kadın yeni eşine eski durumlarını hikaye eder adamda ağlamaya başlar.
Kadın sebebini sorunca adam: o kovduğu dilenci adam benim der. Nereden nereye. Ne oldum dememeli ne olacağım demeli.
Haydi dilenciye para vermeyeceksin madem bu kadar kaba davranış neden? Mazlumun bedduası tutar.