Mehmet babasının cenazesinde hüzünlüydü. Sadece babası öldüğü için değil, onu yeteri kadar tanıyamadığı için de üzüntülüydü. Babası ile annesi o çocukken ayrılmış. O annesinde kalmıştı. Annesinin babası hakkındaki sözleri nedeniyle büyüyünce babasını görmek istememişti. Babasını toprağa verirken pişmandı. Keşke babasını tanıyabilseydi. Belki de babası annesinin anlattığı gibi biri değildi. “Baban garip ve ilginç bir insandı,
Sultan Abdülaziz Han ve beraberindekiler, 1867’de Paris’te yeni imal edilmiş makinelerin görücüye çıktığı sergiyi gezmektedirler. Padişah, çember şeklinde bir cetvel ve önünde asılı kadife kaplı bir toptan meydana gelen makinenin önünde durur. Bu makine, günümüz lunaparklarında da görülen, topa atılan yumrukla kol kuvvetinin ölçüldüğü ilkel bir makinedir. Osmanlı sultanı topun aldığı darbeye göre ibrenin cetvel
Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık baş gösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk kez görülen anlaşmazlık,giderek büyüdü ve kardeşler arasında ayrılığa neden oldu. İki kardeş,birbirlerine yalnızca küsmekle kalmadılar,yıllardır ortaklaşa kullandıkları tarım makinelerine değin sahip oldukları tüm araç gereçlerini ve
Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı. Annem, ‘Geç oldu’, ‘zaten yorgunum, ben yatıyorum.’ dedi. Annem kalktı, mutfağa gitti. Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı kaldırdı. Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çay koydu. Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi. Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği için çözülsün diye de eti aşağıya koydu. Kahvaltı masasını hazırlamak için
Bir kadın, bir gün kucağındaki çocuğu ile birlikte bir mağaranın önünden geçerken içeriden gelen bir ses duyar: “İçeri gir ve ne istersen al, ama en mühim olanı unutma! Ayrıca: Sen çıktıktan sonra kapının bir daha asla açılmayacağını da dikkate al… Ancak bu fırsatı kaçırma, ama yine de en mühim şeyi unutma…” diyor, durmadan ikaz ediyordu.
Hz. Ali Efendimizin söylediği sözler kendi zamanını etkilediği kadar hala bugün için de geçerliliğini fazlasıyla koruyor. Hz. Ali’nin sözlerinin hayatınıza biraz da olsa faydası dokunması dileğiyle Hz. Ali’nin 13 Sözü 1) Eşinin sözünü dinlemek, erkeğin zayıflığını değil. Emanetine verdiği değeri gösterir. 2) Allah seni özgür yaratmışken, kimsenin kölesi olma. 3) Dilin kemiği yoktur ama bir
Hikayenin kahramanları 4 üniversiteli kız arkadaş. Bir gün bunlardan üç kız arkadaş ramazan da bir araya gelip bir iftar yapalım, diyorlar. Bir araya gelip buluşuyorlar, eğlenip, gülüyorlar, çeşit çeşit yemeklerle güzel bir ziyafet çekip, çok güzel bir akşam geçiriyorlar. Sonra diyorlar ki bir eksiğimiz vardı. Mediha yoktu bu gün. Yarın ona gidelim, çat kapı kapısını
Tüylerim diken diken oldu tüm anne babalar okusun çok önemli!…bu gün arkadaşlarımı uyarmam gerektiğini düşündüğüm bir konuda yazılmış aşağıdaki uyarıyı paylaşıyorum belki afaki bulabilirsiniz ama dikkatli olmakta yarar var; “Hiç tanımadığınız biri size Facebook üzerinden arkadaşlık isteği gönderiyor. Bu kişiyi tanımıyorsunuz ancak hoş bir profil resmi olduğu için arkadaşlık isteğini kabul ediyorsunuz. Kızınızın okuldaki ilk
Allah Rasûlu hasta yatağında soğuk terler döküyor.Hazret-i Aişe’nin gözü yaşlı, Hazret-i Ebu Bekir’in başı yerde Kainatın Efendisi ebedi yolculuğun eşiğinde son nefeslerini sayıyor. Medine soluk almadan bekliyor.Buruk yürekler, endişeli bakışlar ve köşelerde sessiz sessiz akıtılan göz yaşları Tek istenilen şey, bir haber. Habibin sıhhat haberi.Fakat şu bir gerçek ki Her Nefis Ölümü tadacaktır. İşte son
Bağdat’ı kıtlık kırıp geçiriyordu. Herkesten önce de hamallar açlık çekiyordu. İçinde ekmek piştiği, sokağa kadar yayılan kokudan belli olan bir evin kapısından seslendi hamalın biri: – Allah rızası için birazcık ekmek. Günlerdir lokma girmedi ağzımdan. Tandırın başındaki kadın taze ekmekleri kızına uzattı. “Ver şu adama” dedi. Kızcağız ekmekleri güzelce katlayıp verdi aç hamala. Hamalın sevincine