‘Şaka olsun’ diye kızıyla üniversiteye girdi. Bu hikayeyi mutlaka okuyun!
Kocaeli’de yaşayan Hatice Erkan, kendi tabiriyle ‘şaka olsun’ diye girdiği üniversiteyi, 57 yaşında, 27 yaşındaki kızıyla birlikte bitirdi.
Kocaeli’de yaşayan 57 yaşındaki Hatice Erkan, şaka olsun diye girdiği üniversite sınavı sonrasında kazandığı 2 yıllık üniversiteden 27 yaşındaki kızıyla birlikte mezun oldu. Kocaeli’de yaşayan 57 yaşındaki Hatice Erkan, gittiği sürücü kursunda tek ilkokul mezunu olduğu söylenince gurur yaparak 2006 yılında açık öğretime yazılarak ortaokula başladı.
Lise eğitimlerini de tamamlayan Erkan, kendi tabiriyle ‘şaka olsun’ diye girdiği üniversite sınavına girdi. Daha sonra kızı Nuriye Erkan(27) ile tercihlerini yapan Hatice Erkan, Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümünü kazanarak üniversite hayatına başladı. İlahiyat bölümü kazanan kızı ile birlikte ev işleri ve sahip oldukları dükkandan kalan zamanlarda derslerine çalışan Erkan, tamamlanan eğitimlerinin arından Eskişehir’e giderek Anadolu Üniversitesi mezuniyet töreninde kızıyla birlikte mezuniyet heyecanını yaşadı. Mezuniyet cübbesi ve kepi ile birlikte poz veren Hatice Erkan, yeni hedefinin ise eğitimini 4 yıllığa tamamlamak olduğunu söyledi.
Açıköğretim Lisesini başarıyla bitiren annesini üniversite sınavına girmesi için teşvik etitğini söyleyen Nuriye Erkan, “Anneme ‘Hadi birlikte sınava girelim, ne güzel liseyi de bitirdin. Evde oturup ne yapacaksın’ dedim. Ondan sonra birlikte üniversite sınavına girdik. Sınava girdikten sonra annemin tercihlerini de ben yaptım. Sonra tercihler bir geldi, Sosyal Hizmetler. Yani iki puanla Adalet Hukukunu kaçırdı. Sosyal Hizmetlere de kaydolurken ben de dedim ki hemen ilahiyata başvurayım ve hep birlikte okuyalım. Hikayemiz böyle başladı” dedi.
“ŞAKASINA GİRDİK, BİRLİKTE MEZUN OLDUK”
Birlikte ders çalışarak girdikleri sınavlar sonrasında mezun olmaya hak kazanınca annesine sürpriz yaptığını ifade eden Nuriye Erkan, “Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi mezuniyet ilanını gördüm. ‘Mezun olacaklar ve olabilenler mezuniyetimize gelsin’ diye çağırmışlardı. Bende hemen kayıt oldum. Annemin haberi yokken, annemi de kayıt ettim. Sonra dedim ki anne birlikte kep atmaya gidiyoruz. Birlikte kep atmaya gittik. Aslında şakasına girdik, şakasına da tuttu. Herkesin velisi var ama benim velim annem, annemin velisi benim” diye konuştu.
Ticaretle uğraşan eşi mühendis, 3 oğlunun da üniversite mezunu olmasının kendisinde okuma isteğini arttırdığını belirten anne Hatice Erkan, “Babam zamanında okutamadı. Kocamda evlendikten sonra okutamadı. Öğretmenlerim bana ‘zehir gibisin ama neden ilkokul mezunusun’ dedi. O kalabalıkta bana öyle sorması beni üzdü ve dedim ki beni gençlerin yanında deşifre etti. Onlar beni bilmiyordu. Bu olaydan sonra ilk işim eve gidince ortaokula başvurmak oldu. Geldim kayıt oldum, bu süreci eşime de söylemedim sürpriz yapayım diye.
Bir yılda ortaokulu bitirdim. Sonra liseyi derken kızımla birlikte üniversiteye kapak attık. Şakasına girmiştim ama Adalet Hukukunu istiyordum, 2 puanla kaçırdım. Sosyal Hizmetleri kazandım. Sosyolojiye geçme hakkım var da ikinci bir üniversite olarak Adalet Hukukunu da yazabiliyormuşum. İşlerim olmasa ikisini birden yürüteceğim. Ev işlerim var, güne gidiyorum, hafızlık yapıyorum, evde mukabele okuyorum. 130 saksı çiçeğim var, 150 balığım var onlar benim hayatım. Çiçek, balık, okumak çok güzel” şeklinde konuştu.
Üniversitede okuduğu için çevredekilerden olumlu tepkiler aldıklarını söyleyen Erkan, “Gelinlerim toplum içerisinde ‘kayınvalidem üniversite okuyor’ diye anlatıyor’. Gerçekten çok değişik bir duygu. Başkası desin diye değil, ben sevdiğim için okuyorum. Sınavlarda hiç heyecanlanmıyorum. Çünkü çalıştığım için çıkmış sorulara bakıyorum. 78 yaşında annem var. Psikoloji okuyarak ona nasıl davranacağımı öğrendim” ifadelerini kullandı.
Televizyonda anne-kız üniversite mezunları gördüğünde nasıl olur diye düşündüğünü söyleyen Hatice Erkan sözlerini şöyle sürdürdü; “Nasip kızımlaymış. Anne kız yağmurda yağıyordu. Orada yürüyüş çok değişik bir şey, anlatılmaz. İlkokul da 29 Ekim de şiir okumuştum ve aile yakınlarım hep ağlamıştı.
Öğretmenlerim de ‘Senden çok iyi öğrenci olur’ demişti. Ama babamın 7 çocuğu olduğu ve durumu olmadığı için bana daha çok ablalık yaptırdı, oğlanları okuttu. Burada o günler gözümün önüne geldi ve babacım bende üniversite mezunu oldum diyorum. Yani bu gerçekten anlatılamaz bir duygu, dilim tutuluyor.
Bazı komşularımın ‘Yeter artık, yüzünü göremiyoruz’ diyorlar. Bazıları da ‘Sen yaparsın devam et’ diyorlar. Komşularımızla bir araya geldiğimizde ilk ‘Sınavların nasıl geçti’ diyorlar. Yemek konuşması yok bizim konuşmalarımızda, bu seneki sınavların nasıl geçti muhabbetler oluyor.”