Su İçseniz Yarıyor mu? Dikkat İnsülin Direnciniz Olabilir! İşte Çözümler.
Su İçseniz Yarıyor mu? Nedeni İnsülin Direnci Olabilir! Peki İnsülin Direncinin Önüne Nasıl Geçilir.
İnsülin direnci, metabolik bir bozukluğun ilk işaretidir. Direnci tetikleyen ise pankreasın aşırı insülin üretmesi sonucu kanda insülinin aşırı artması, bu “hiperinsülinemi” durumu nedeniyle “hücre düzeyinde” bir insülin duyarsızlığı durumunun oluşması -insülin rezistansı-, neticede de kan şekerinin inip çıkması yani başlangıçta “düşmesi”, zamanla “artması” ve sonra da şeker hastalığının ortaya çıkması sürecinin tetiklenmesidir.
İnsülin direnci, diyabete giden yolun başlangıç noktasıdır. İnsülin direncinin belirtileri ve yarattığı sorunlar aşamalara göre değişecektir ama ilk işaretler şunlardır:
Tatlı krizleri, unlu, şekerli, nişastalı besinlere düşkünlük, sık acıkma, gece yemeleri, yemeklerden sonra uyuklama, yorgunluk, terleme, çarpıntı, çabuk öfkelenme halleri, konsantrasyon bozulması ve unutkanlık, baş ağrıları, uyku apnesi ve horlama sorunu, cinsel isteksizlik, ödem-şişme…
İşaretler sadece bunlarla sırlı kalmaz. 5 önemli işaret daha vardır:
1: Acanthosis Nigricans ve lekeler: Cilde renk veren pigmentin artışına bağlı koyulaşma ve dokusunda kadife gibi yumuşamayla seyreden cilt değişikliğidir. Özellikle boyun, koltuk altı, kasık ve eklemlerin iç kısımlarında görülür. Sıklıkla pankreastan salgılanan insüline verimli yanıt veremeyen kişilerin cilt sorunu olarak karşımıza çıkar.
2: Açıklanamayan kilo artışı ve kilo vermede zorlanma: İnsülin direnci sorunu yaşayanlar beslenme alışkanlıklarında fazla bir değişiklik olmamasına rağmen kilo artışından yakınırlar.
Fazla insülin üretimi yağ doku birikimine yol açar. İnsülin direnci olanların olmayanlara göre daha hızlı kilo alışı ve daha zor kilo verişinin altında yatan en önemli neden budur.
3: Adet düzensizliği ve aşırı tüylenme: Adet düzensizliği olan ya da hiç adet görmeyen kadınlar mutlaka insülin direnci yönünden de değerlendirilmelidir. Polikistik Yumurtalık Sendromu insülin direnci ile birlikte üretken çağdaki kadınlara adet düzensizliklerinden kilo artışına kadar birçok sorun yaşatır. Yüzde ve vücutta olağan tüylenmeden farklı yerde ve miktarda tüylenme artışıdır. Özellikle tekrarlayan sivilcelerle birlikte olduğunda insülin direncine yol açar. Polikistik Yumurtalık Sendromu’nun önemli belirtilerindendir.
4: Yağlı karaciğer: Sık görülen bir bulgu. Karaciğerde iltihaplanmaya sebep olabiliyor.
5: Açlık -hipoglisemi- atakları: Özellikle unlu, şekerli yiyecekleri, tatlıları, alkol kullanımını takip eden yorgunluk, uyku hali, sinirlilik, yeme-içme krizleri önemli işaretlerdir. Hızlı yeme, sık ve çabuk acıkma da önemli belirtilerdir.
İnsülin pankreastan salgılanan ve vücut-kan şekeri dengesini sağlayan bir hormondur. İnsülin şeker dengesini sağlarken vücutta bulunan insülin reseptörlerine bağlanır. Herhangi bir nedenden ötürü insülin bu reseptörlere bağlanamaz ise kanda yeterli miktarda insülin bulunsa bile insülin görevini yapamaz hale gelir ve vücutta insülin direnci dediğimiz rahatsızlık oluşmaya başlar.
Eğer sizde de insülin direnci olduğundan şüpheleniyorsanız doktora başvurup kan tahlili yaptırmanız gerekmektedir. Sonrasında doktorunuz uygun görürse vereceği ilaçları hiç aksatmadan kullanmalısınız. Genellikle 2-3 ay içerisinde insülin direnci seviyesi düşürülür ve ilaç kullanımı bırakılır. Bu şekilde kilo alımı, yağlanma, damar sertliği, diyabet gibi rahatsızlıkların önüne geçilmiş olur.
5-6 öğün olarak beslenin.
Gün içerisinde yemek yemeğe birden yüklenmek yerine öğünleri bölerek az ve sık yemek kan şekerinizin ani iniş ve çıkışlarını engelleyecektir. Aynı zamanda sabah ve öğlen kuvvetli bir öğün, akşam ise daha hafif beslenmeniz insülin direncinizi kırmanıza yardım edecektir.
Fiziksel aktivitenizi arttırın, hareket edin.
İnsülin direncinizi kırmanız için yapabileceğiniz en kolay yollardan bir tanesi de düzenli fiziksel aktivitede bulunmanızdır. Bir ay boyunca yapacağınız düzenli fiziksel aktiviteler ile büyük ölçüde insülin direnci seviyenizi düşürdüğünüzü görebilirsiniz. Gün içinde yarım saat yürüyüş yapmanız, markete yürüyerek gitmeniz, asansör kullanmayı bırakmanız gibi hayatınızda yapacağınız küçük değişiklikler bile insülin direnci seviyenizi düşürmenize yardımcı olacaktır.
Glisemik indeksi düşük gıdalar tüketin.
Glisemik indeks karbonhidratların kandaki glikoz düzeylerine olan etkisini ölçmek için geliştirilmiş bir yöntemdir. 50 gram karbonhidrat içeren bir besinin 2 saat içindeki kan şekeri üzerindeki etkisini belirler. Glisemik indeksi düşük besinler ise kan şekerinin daha yavaş yükselmesine sebep olur ve daha uzun süre tokluk hissi sağlar. Daha yavaş yükselen kan şekeri için pankreas daha yavaş insülin salgılar. Bu durum ise bireyi diyabet hastası olmasından korur ve insülin direnci gelişimini önler.
Bu tür gıdalardan uzak durun.
Meyve suları, bisküvi, çikolata, krema gibi hazır ürünlerin içeriğinde basit şeker olarak adlandırdığımız sofra şekeri, mısır şurubu gibi tatlandırıcılar bol miktarda bulunmaktadır. Bu besinler kan şekeri seviyenizi ani bir şekilde yükseltir ve vücutta insülin direnci oluşumuna neden olur.
Omega 3 tüketin.
İnsülin direncinin tedavisinde en iyi kırıcı olarak görülen besin ögelerinden bir tanesi de Omega-3 yağ asitidir. Eğer aile geçmişinizde insülin direncine sahip birey varsa veya aynı sorundan siz de şikayetçiyseniz haftanın iki günü balık tüketmenizde fayda var. Eğer balık tüketemiyorsanız salatalarınıza ekleyeceğiniz keten tohumu, ara öğünlerde tüketeceğiniz ceviz ile Omega-3 ihtiyacınızın bir kısmını karşılamanız mümkün.
Zararlı yağ içeren yiyeceklerden kaçının.
İnsülin direncinin oluşmasının en büyük nedenlerinden birisi de bel çevresinde kalınlaşmadır. Bu kalınlaşma insülin direncinin ortaya çıkışıyla daha da artmakta ve bu rahatsızlığı kötüye götürmektedir. Bu kısır döngüden kurtulmak için bel çevrenizin erkekseniz 100 santimin, kadınsanız 88 santimin üzerine çıkmaması gerekir. Vücudunuza yeterli miktarda yağ alarak, yağ seçiminizi de bitkisel yağlardan yana kullanarak bu durumu aşabilirsiniz.